Bayer Tüketici Sağlığı Türkiye Satış Müdürü Hasan Kartal ile Bayer Tüketici Sağlığı’nın çalışmaları hakkında konuştuk:
Biraz kendinizden bahseder misiniz?
İnsana dokundukça yenilenen, enerjisini arttıran ve ayak izi bırakma fikrini benimsemiş, neredeyse 40 yaşında bir babayım. Tarsus Amerikan Lisesi’nde başladı aslında ilk insana dokunma sevdası. Hem büyüklerimizle hem küçüklerimizle sayısız temasta bulunduk; birbirimize sürekli her konuda yardım ettik, el verdik. E bir de Üniversite yıllarında rehberlikten, otobüs muavinliğine, kitap satmaktan, tezgâhtarlığa kadar; aslında sürekli insana dokunan ve insanla olan işler yaptım. Sanırım benim bu anlamdaki hikâyem o yıllara dayanıyor… Profesyonel hayatımın 5 senesini Colgate Palmolive ile geçirdim. Sonrasında ise 5 yıl Türkiye 5 yıl Hollanda olmak üzere 10 yıl da Danone Anne-Bebek Beslenmesi şirketinde çalıştım. Hollanda’daki görevimde ise, 40 ülkenin tüm satış süreçlerini yönettim. Bu süre boyunca 30’dan fazla eğitim verdim. Ayrıca da koçluk, yüz okuma ve yalan analizi/kişi güvenilirlik kontrol uzmanlığı gibi konularda da kendime yatırım yapmaya gayret ettim. Bu gayret, sanırım ve umarım ölene kadar devam edecek…
2016’yı geride bıraktık. Sizin de görevinizde 1. yılınız doldu. 2016 Bayer Tüketici Sağlığı için nasıl geçti?
2016 aslında, tohumları 2015 sonlarına doğru atılan değişim tohumlarının filizlenmesiyle geçti. Finansallar olarak başarılı bir yıl geçmiş olması çok memnuniyet verici. Bu rakamların altında, çok kıymetli projeler ve yeni uygulama standartları da var. Ancak, daha da önemlisi, değişen organizasyon yapısının, güçlenen şirket kültürü ve çalışma ahenginin getirdiği etkinlik; en büyük mutluluk kaynağı aslında.
Bayer Tüketici Sağlığı bünyesindeki markalarınız neler? 2017’de pazara sunacağınız yeni ürünleriniz olacak mı?
Bayer Tüketici Sağlığı olarak, 2016’da Bepanthol, Supradyn ve Redoxon markalarımız başta olmak üzere tüm ürünlerde farklı büyümeler gerçekleştirdik. Şirket olarak inovasyon tutkumuz sadece ürünlerle değil; çalışma şeklimize de yansıyor. 2016’da yaptığımız tüketici/alışverişçi araştırmaları, satış ve tanıtım konusundaki projelerimiz ve yeni uygulamalarımız bize 2017 için büyük güven veriyor.
Eczanelere birebir dokunuyorsunuz. Satışa odaklanmanın yanında önemli çalışmalar yapıyorsunuz eczanelerde. Biraz bu çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Eczaneler tek satış kanalımız ve ne güzel ki, Türkiye’de en güvenilir 3 meslekten biri. Bu nedenle, bu yüksek güvenin karşılığını tüketici/hastaya verirken, tüm amacımız eczacı ve eczane ekiplerinin yanında olmak. Akılcı ilaç kullanımı konusunda Bayer Tüketici Sağlığı olarak son derece hassasız ve tüm yaklaşımlarımızı bu eksene oturtmuş durumdayız. Özellikle son yıllarda artan önleyici tedavi ihtiyaçlarının da son derece farkındayız ve buna uygun hareket etmekteyiz. Bunun dışında, eczacının ve eczane ekiplerinin ihtiyacı olan doğru eczane içi uygulamaları, ürün bilgileri, ihtiyacı anlama soruları gibi konularda da yoğun eğitim çalışmalarımız oldu 2016 yıl boyunca.
“Eğitim konusunda kendimizi kategori kaptanı olmaya aday görüyoruz” demiştiniz. Eczanelerde eğitime yönelik faaliyetlerinizden biraz bahseder misiniz?
Biz kendimizi satıştan ve rakamlardan ibaret görmüyoruz. Akılcı ilaç kullanımı, sağlık okuryazarlığı gibi toplum sağlığını etkileyecek tüm konu ve içeriklerin kendi uzmanlığımızla kesiştiği alanlarda öncü olmak istiyoruz ve bu role de hazırız.
Müşterinin ürünlerinizi satın almasında eczacının ve eczane teknisyeninin rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sağlık çözümlerinin ana kuralı, ihtiyacı anlama. Bu konuda da doğru soru sorma çok önemli ve aslında her şeyin başlangıç noktası. Anketlerimizde de aslında eczacının ve eczane teknisyenlerinin rolünün ne kadar önemli olduğunu gördük. Eczaneye girenlerin büyük kısmı önce eczacılara/teknisyenlere geliyor. Tam da bu nokta, aslında tüm sektör için en kritik nokta. Eczacı ve teknisyenlerin rolü satışın ötesinde, toplum sağlığına hizmetten geçiyor. Biz de, önceden bahsettiğim gibi, 2016 yılında yoğun eğitim programları düzenledik ve büyük ilgi ile karşılaştık. Amacımız 2017’de biraz daha yenilikçi ve farklı ilerlemek olacak. Özetle, 2017’de eczacının ve teknisyenin daha da yanında olacağız.
OTC pazarı son iki yılda yaklaşık yüzde 35’lere yakın bir büyüme gösterdi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? OTC Sektörünün geleceğini, 2025’leri nasıl görüyorsunuz?
İyi olmak hali (wellness) trendi son yıllarda, özellikle de sosyal medyanın yoğunlaşmasından sonra daha da önem kazandı. Temel ihtiyaçlar/hızlı tüketim kategorilerindeki şirketler bir taraftan, daha özel pazarlarda faaliyet gösteren ve spesifik uzmanlıklar bazında çalışan ilaç şirketleri diğer taraftan; tam ortada yer alan Gıda Takviyesi ve Kozmetik pazarına giriyor/ağırlık veriyor. Bu ortaya toplanma da pazarı hızlı büyütüyor. Önümüzdeki 3-4 senede de bu büyümenin devam edeceğini öngörebiliriz. 2020-2021’den sonra ise dijital sağlık çözümlerinin çok daha ulaşılabilir ve yaygın kullanılabilir hale gelmesi pazarı daha hızlı büyütecektir.
Bayer Tüketici Sağlığı bu büyümenin neresinde yer alıyor? 2017 planlarınız neler?
Bayer Tüketici Sağlığı olarak, biz içinde bulunduğumuz ülkeye katkı yaparak büyümek istiyoruz. Bunun da yolu toplum sağlığına katkıda bulunmak. Bize yardımcı olacak yeni ürünlerle, çalışma şekilleriyle ve yenilikçi yaklaşımlarla toplam gelişimin ve büyümenin önünde yer almak istiyoruz tabi ki… Aslında tam da bu noktada, Sağlıklı Yaşam Hareketi Derneği ile birlikte bir platform hayata geçirdik; www.365gun.com . Bu konuyla ilgili kısa bir detay vermek isteriz: Yeterince iyi beslenmediğimiz için mevsim geçiş dönemlerinde yakalandığımız nezle ve bahar yorgunlukları, düzenli spor yapmadığımız için yaşadığımız fiziksel sorunlar ya da direncimizi yükselten adımlar atmadığımız için en ufak bir gripte yatağa düşmemiz gibi durumlar, bir yılı 365 gün yaşamamamıza neden oluyor. Biz de bu gibi küçük rahatsızlıkların hayatımızdan çalmaması için Daha İyi Bir Yaşam vaadimizi destekleyecek 365 Gün platformunu hayata geçirdik. Bu platform ile sağlığımızı doğrudan etkileyen özbakım ve önleyici sağlık adımlarına karşı herkesi bilgilendirmeyi hedefliyoruz. Sağlıklı Yaşam Hareketi Derneği ile birlikte hayata geçirdiğimiz platformumuzun ilk aşamasında Diyetisyen ve İyi Yaşam Uzmanı Dilara Koçak, Prof. Dr. Murat Aksoy ve Spor Eğitmeni Onur Özbek’in, sağlıklı yaşam tavsiyeleri paylaştığı bir web sayfası tasarlandı. www.365gun.com adresinden ulaşılabilen sitemizde; beslenme, sağlıklı yaşam ve spor kategorilerinde seçenekler sunuluyor ve kullanıcıların belirlediği yeni yıl hedeflerine yönelik uzman önerileri paylaşılıyor. Platform, yıl boyunca sağlıklı yaşmak ve hayatından gün kaybetmek istemeyenleri farklı içeriklerle desteklemeye devam edecek.