İstanbul Eczacı Odası eski Başkanı ve yeni Başkan Adayı Ecz. Mustafa Turunç ile bir söyleşi gerçekleştirdik:
Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız?
Afyonkarahisar da doğdum. M Ü. Eczacılık Fakültesi mezunuyum. 1995-1997 yıllarında İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinde bulundum. İstanbul Eczacılar Kooperatifi’nin kurucu ortağı olarak, kuruluşundan bu yana yönetim, denetleme ve delegasyon da yer aldım. Eczacı Odasında da sayısız görevlerde bulundum. Meslek Odaları içinde ilk internet Radyosu Radyo Havan’ı odamıza kazandırarak, bir süre koordinatör görevini sürdürdüm. İki hekim arkadaşımla beraber 13 yıl aralıksız Yön Radyo da sağlık programı yaptım. Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği’nde bir dönem 2. Başkanlık, üç dönem Birlik Başkanlığı görevinde bulundum. Bugünlerde de İstanbul Eczacı Odası 2019 seçimlerine Çağdaş Eczacılar Gurubu Başkan Adayı olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Eylül ayında İstanbul Eczacı Odası’nda Başkanlık seçimi var. Çağdaş Eczacılar Grubu oluştu ve sizi destekliyor. Neden aday oldunuz?
Çağdaş Eczacılar Gurubu grubu, 40 yılık mazisi ile geleneği, duruşu olan bir gruptur. 4 yıl önce talihsiz bir ayrılık gerçekleşti… 2019 yılının başlarında grup içinde bir değerlendirme yaparak, ülkenin içinde bulunduğu kaotik durum ve meslektaşlarımızın yaşadığı sorunlar ve dayatmalar değerlendirilerek güçleri birleştirmenin yararlı olacağı görüşü ağırlık kazandı ve bu birleşmenin benim başkanlığım da gerçekleşmesinin sağlıklı olacağı eğilimi ile şahsıma teklifte bulunuldu. 35 yıllık bir mesleki mücadelenin içinde yer alan bir arkadaşınız olarak teklifi ret edemedim ve seçim çalışmalarına başladık.
Daha verimli, daha üretken bir eczacı odası yapılanması için neler yapacaksınız?
Daha verimli, daha üretken bir eczacı odası yapılanması için öncelikle, deneyimli bir kadronun yönetimde olması gerekiyor. Bu özelliklere fazlası ile sahip olan bir grubumuzun olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, her kesimle diyalog kuran, hiçbir meslektaşını ötekileştirmeyen bir anlayışla ortak akıl ve ortak payda da güçlü bir dayanışmanın sağlanması gerekli. Mesleki dayatmalara anında refleks gösteren, kararlı bir duruşun sahibi olarak görüşleri dikkate alınan, saygın bir İstanbul Eczacı Odası’nı yeniden yaratacağız. Ayrıca, eczacının gücünü bilen ve bu gücü ekonomik organizasyonlar da kullanarak, meslektaşlarımıza ek kaynak üreten bir eczacı odası olacağız.
Seçimlerde sanırım Yalova’daki eczacılar da oy kullanacak. Toplamda kaç eczacı seçimlerde oy kullanacak? Seçimlere katılımın yüksek olması için eczacılara neler söylemek istersiniz?
İstanbul Eczacı Odası belirtiğiniz gibi İstanbul ve Yalova ilindeki meslektaşlarımızın üye olarak yer aldığı, 9 bin üyeye sahip en büyük eczacı odasıdır. Gönlüm her meslektaşımın oy kullanmasından yanadır. Ancak gerçekçi düşünürsek geçen seçimlerde 3600 küsur üyemiz oy kullandı. Umarım bu dönem sayı daha da artar. Yönetimleri belirlemede söz sahibi olmak istiyorsak, bu demokratik hakkımızı her meslektaşım kullanmalıdır.
Meslektaşlarınızla bir araya geliyorsunuz. Başka gruplarla da görüşmeleriniz oluyor mu?
Olabildiğince her meslektaşımızla yan yana gelmeye gayret ediyoruz. Onların değerlendirmelerini almak çok yararlı oluyor. Bizler, görüşmek isteyen her kişi ve kurumla görüşürüz ve görüşmeye devam edeceğiz.
TEB Başkan adayınız Ecz. Semih Güngör. Böyle bir birlikteliği nasıl sağladınız? Nasıl tepkiler aldınız? İkinizin de eski oda başkanı olmanız tecrübeli bir ekibin oluşacağına işaret ediyor. Bu konuda neler söylersiniz?
Röportajın başlarında ifade ettiğim gibi birleşmemizin yararlı olacağını düşündük ve bir sağduyu gelişti ve birleşme sağlandı. Her meslektaşımın değerlendirmesine saygılıyız. Ancak, çok olumlu geri dönüşler alıyoruz ve yoğun övgüler alıyoruz. Bu yaklaşımlar da bizleri daha motive ediyor ve doğru yolda olduğumuzun göstergesi olarak kabul ediyoruz. Evet, oldukça tecrübeli bir kadromuz var. Bu kadronun meslektaşlarımıza güven vereceğini ümit ediyoruz.
TEB Başkanı olursa Semih Bey’den neler bekliyorsunuz?
Semih Güngör arkadaşımız yıllarını meslek mücadelesine vermiş, özveri ile Oda yönetimlerinde yer almış Başkanlık görevinde deneyimi oldukça fazla olan bir meslektaşımız, yol arkadaşımız. Çalışkanlığı, tecrübesi, sosyal ve iletişime açık tavrı ile şu andaki teslimiyetçi TEB anlayışını tersine çevireceğini ümit ediyoruz.
İstanbul Eczacı Odası Başkanı seçilirseniz neler yapacaksınız? Hedefleriniz neler?
Öncelikle, oda hizmetlerinde her meslektaşımıza gereken özenin gösterildiği ve kimsenin ötekileştirilmediği bir anlayışı yerleştireceğiz. Meslektaşlarımızın sorunlarına ivedi yanıt veren bir duruş göstereceğiz. İletişime açık olacağız, eleştirilere kulak tıkamayıp değerli bulacağız. Böylece yönetici körlüğünün önüne geçeceğiz. Oldukça önemli projelerimiz var. Onları hayata geçirmek için çaba harcayacağız. Şeffaf, hesap verilebilirlik, paylaşımcı ve katılımcı bir yaklaşım göstereceğiz. Meslektaşlarından bazı bilgileri gizleyen değil, cesaretle paylaşan bir eczacı odası yaratmayı hedefliyoruz.
Siyasi erkin eczacıların sorunlarına yaklaşımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Neler yapmalılar sizce?
Siyasilerin sorunlarımızı net anladıkları konusunda kuşkularım var. Kendimizi net anlatamıyoruz. Veya eksik anlatıyormuşuz gibi geliyor bana. Anlatıp da anlamıyorlarsa o zaman da haklılığımızdan kaynaklı olarak var olan gücümüzü göstermek durumundayız diye düşünüyorum.