Tuncay TAŞKIN
Elit Pharma İş Geliştirme Müdürü
Son yıllarda longevity kavramı büyük ilgi görüyor. Bu kavram etrafında birçok kitap yazılıyor, seminerler düzenleniyor ve kongrelerde ana başlıklar arasında yer alıyor. Bu ilginin arkasında, insanların yaşlanma sürecini yavaşlatma ve yaşlılık belirtilerini en aza indirme arzusu yatıyor.
Bu durumun ilginç örneklerinden biri Bryan Johnson. Günlük 100’den fazla vitamin alan Johnson, yemek düzenini sabah 11’de bitiriyor ve her an kan vererek tüm sağlık değerlerini izliyor. 30 kişilik bir doktor ekibiyle yaşamını sürdüren Johnson, aslında pek çok insanın paylaştığı bir hedefin peşinde: Uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek.
İnsanların yaşlanma sürecini yavaşlatma ve yaşlılık belirtilerini hafifletme arzusu, longevity kavramını ön plana çıkarıyor ve bu alandaki ürün ve hizmetlerin gelecekte daha da önemli hale geleceğine işaret ediyor.
Günümüzde genç nesiller, hızlı yaşam koşulları ve artan sağlık sorunları nedeniyle önceki nesillere göre daha hızlı yaşlanıyor. Uzmanların belirttiği gibi, geçmişte 50 yaşından sonra ortaya çıkan bazı hastalıklar artık daha erken yaşlarda kendini gösteriyor. Bu durum, gençlerin de sağlıklı yaşlanma ve yaş alma konularına daha fazla önem vermesine yol açıyor.
Sağlık uzmanları, bu hızlı yaşlanmanın nedenleri arasında çevresel faktörler, kötü beslenme alışkanlıkları, stres ve genetik yatkınlığı öne çıkarıyor. Ancak yaşlanmayı yavaşlatmak için sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, stres yönetimi ve kaliteli uyku gibi yaşam tarzı değişikliklerinin de önemini vurguluyorlar.
Son yıllarda, diyetisyenler, alternatif tıp uzmanları, sağlıklı yaşam klinikleri ve güzellik merkezlerinin sayısındaki artış, sağlıklı yaşlanma ve longevity konularına olan ilginin bir yansıması olarak görülüyor. Bu eğilim, gıda takviyeleri ve kozmetik sektörlerinde yeni bir inovasyon dalgası yaratıyor. Nutraceutical ve nutricosmetic gibi kavramlar, içten dışa güzellik anlayışı ile tüketicilerin ilgisini çekiyor.
Araştırmalar, düzenli gıda takviyesi kullanan bireylerin cilt sağlığında ve genel yaşlanma sürecinde önemli iyileşmeler sağladığını gösteriyor. Bu bağlamda, sektör hem içten hem de dıştan bakım konularında inovasyonlarını sürdürerek pazarı şekillendiriyor ve tüketicilerin yaşlanma sürecine daha bilinçli yaklaşmasını sağlıyor. Nutricosmetic ürünler, içten ve dıştan güzellik anlayışını birleştirerek yaşlanma belirtilerini azaltmada önemli bir rol oynuyor.
Longevity sadece uzun yaşam anlamına gelmiyor; aynı zamanda sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmeyi ifade ediyor. Sağlıklı yaşlanma, vücudun işlevselliğini ve estetik görünümünü koruyarak, yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor. Bu noktada, gıda takviyeleri ve kozmetik ürünler sağlıklı yaşlanmayı destekleyen önemli araçlar olarak öne çıkıyor.
Kozmetik sektörü, içten dışa güzellik anlayışına uyum sağlayarak ürünlerini geliştiriyor. Özellikle cilt bakım ürünlerinde, doğal ve besleyici içerikler ön plana çıkıyor. Bu ürünler, cildin bariyer fonksiyonunu güçlendiriyor, nem seviyesini dengeliyor ve cildi çevresel faktörlere karşı koruyor. Ayrıca, anti-aging ürünler, ciltteki ince çizgileri ve kırışıklıkları azaltmayı hedefliyor.
Gıda takviyeleri ve kozmetik ürünleri birlikte kullanıldığında sinerjik bir etki yaratıyor. İçten alınan takviyeler, cildin ihtiyaç duyduğu besinleri sağlarken, dıştan uygulanan kozmetik ürünler, cildin yüzeyinde koruyucu bir katman oluşturuyor. Bu entegrasyon, daha genç ve sağlıklı bir görünüm elde etmeyi sağlıyor.
Tüketicilerin sağlıklı yaşam ve doğal ürünlere olan ilgisi, gıda takviyeleri ve kozmetik sektöründe önemli değişimlere yol açtı. Artık insanlar, ürünlerin içeriklerine ve sundukları faydalara daha fazla dikkat ediyor. Bu da üreticileri, daha temiz, etkili ve sağlıklı ürünler geliştirmeye teşvik ediyor. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, bu ürünlerin etkinliğini artırmak ve kullanıcı deneyimini iyileştirmek için yeni yöntemler ve bileşenler keşfediliyor.
İçten dışa güzellik ve longevity kavramları, gıda takviyeleri ve kozmetik sektörünün önemli bir parçası haline geldi. Sağlıklı bir yaşam ve genç bir görünüm, iç sağlığın korunması ve desteklenmesi ile mümkündür. Doğru besin takviyeleri ve kaliteli kozmetik ürünlerin entegrasyonu, sağlıklı yaşlanma ve güzellik hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynuyor. Nutricosmetic ve gıda takviyeleri sektörü, sağlıklı yaşlanma ve yaşlanma belirtilerini azaltma konusunda genç nesillerin öncelikli tercihleri arasında yer alıyor. Bu ürünler, hem içten hem de dıştan güzellik ve sağlık için bireylere yenilikçi çözümler sunarak, uzun vadeli sağlık hedeflerine katkıda bulunuyor.
Dünyadan Örnekler:
Elysium Health (ABD): Elysium Health, hücresel sağlığı destekleyen “Basis” adlı takviyeyi piyasaya sürdü. NAD+ seviyelerini artırarak yaşlanma sürecini yavaşlatmayı hedefleyen bu ürün, biyoteknoloji alanındaki araştırmaların tüketime uyarlanmış bir örneğidir. Şirket, yaşlanma karşıtı takviyelerin bilimsel temellere dayandırılmasına öncülük ediyor.
L’Oréal (Fransa): Kozmetik sektöründe öncü olan L’Oréal, nutricosmetic alanında da büyük adımlar atıyor. Şirket, yaşlanma belirtilerini azaltan ve cilt sağlığını destekleyen “Vichy LiftActiv Specialist Peptide-C Ampoules” gibi ürünlerle içten dışa güzellik anlayışını destekliyor. Bu ürünler, cilt yaşlanmasını önlemeye yönelik bilimsel formüller içeriyor.
Calico Labs (ABD): Google’ın ana şirketi Alphabet tarafından finanse edilen Calico Labs, insan ömrünü uzatmaya ve yaşlanmanın biyolojik süreçlerini anlamaya yönelik araştırmalar yapıyor. Şirket, yaşlanma karşıtı ürünlerin gelecekteki gelişimine ışık tutabilecek önemli bilgiler sağlıyor.
Shiseido (Japonya): Japon güzellik markası Shiseido, “The Collagen” serisiyle cilt elastikiyetini artıran ve yaşlanma belirtilerini azaltan kolajen bazlı takviyeler sunuyor. Şirket, içten dışa güzellik anlayışını benimseyerek cilt sağlığını destekleyen ürünler geliştirmekte.
Nestlé Health Science (İsviçre): Nestlé Health Science, “Youthful Skin” gibi ürünlerle sağlıklı yaşlanmayı destekliyor. Şirket, yaşlanma sürecini yavaşlatmayı ve cilt sağlığını iyileştirmeyi hedefleyen tıbbi beslenme ürünleri sunarak bu alanda önemli bir oyuncu.
Caudalie (Fransa): 1995 yılında kurulan Caudalie, doğal ve sürdürülebilir içeriklerle formüle edilmiş cilt bakım ürünleri sunuyor. Üzüm çekirdeği polifenolleri içeren “Vinoperfect” ve “Resveratrol-Lift” serileri, cildin yaşlanmasını önlemeyi hedefliyor. Şirket, çevre dostu ve etkili ürünleriyle dikkat çekiyor.
HUM Nutrition (ABD): 2012 yılında kurulan HUM Nutrition, “Skin Heroes” probiyotik serisi ve “Glow Sweet Glow” gibi ürünlerle cilt sağlığını destekliyor. Şirket, kişiselleştirilmiş sağlık takviyeleri sunarak içten dışa sağlık ve güzellik hedefliyor.
Skinade (İsviçre/İngiltere): 2013 yılında piyasaya sürülen Skinade, kolajen içeren içecekleriyle cilt sağlığını destekliyor. Cildin elastikiyetini artıran ve yaşlanma belirtilerini azaltan ürünleri, içten destekleme stratejisini vurguluyor.
Amorepacific (Güney Kore): Kore’nin büyük güzellik şirketlerinden Amorepacific, “Sulwhasoo” ve “Laneige” markalarıyla bitkisel içeriklerle formüle edilmiş cilt bakım ürünleri sunuyor. Şirket, doğu ve batı tıbbını birleştirerek sağlıklı cilt bakımını destekliyor.
Fancl (Japonya): 1980 yılında kurulan Fancl, koruyucu madde içermeyen saf ve doğal ürünleriyle tanınıyor. “Fancl Tense Up” kolajen içeceği ve vitamin takviyeleri, içten dışa güzelliği destekleyen ürünler sunuyor.
New Nordic (İsveç): İsveç merkezli New Nordic, “Hair Volume” ve “Skin Care Collagen Filler” gibi bitkisel içeriklerle formüle edilmiş gıda takviyeleri sunarak içten dışa güzellik ve sağlığı destekliyor.
Collistar (İtalya): 1983 yılında kurulan Collistar, “Pure Actives” serisiyle yaşlanma belirtilerini azaltan yüksek teknolojiyle geliştirilmiş doğal içerikli ürünler sunuyor.
Merz Pharma (Almanya): 1908 yılında kurulan Merz Pharma, hyaluronik asit içeren “Merz Spezial Dragees” gibi nutricosmetic ürünlerle cilt sağlığını destekliyor. Şirket, dermatoloji ve estetik alanındaki uzmanlığını ürünlerine yansıtıyor.
2022 yılında global longevity ekonomisinin değeri yaklaşık 27 trilyon dolara ulaştı. Bu rakamın, artan yaşlı nüfus ve sağlıklı yaşlanma konularına olan ilginin etkisiyle 2028 yılına kadar 43 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun %22’sinin 60 yaş ve üzeri olacağı tahmin ediliyor. Bu da longevity sektörüne olan talebin artacağının bir göstergesi.
Nutricosmetic pazarının 2023 yılında 7,5 milyar dolar değerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu pazarın 2028 yılına kadar yıllık %8,5 büyüme oranı ile 11,5 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.
Asya-Pasifik bölgesi, nutricosmetic pazarında en hızlı büyüyen bölge olarak öne çıkıyor. Japonya ve Güney Kore, cilt sağlığını destekleyen ürünlerin en büyük pazarları arasında yer alıyor.
Anti-aging ürünleri pazarının 2023 yılında yaklaşık 60 milyar dolarlık bir değere ulaştığı tahmin ediliyor. 2030 yılına kadar bu pazarın 119 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Cilt bakım ürünleri, yaşlanma karşıtı pazarın en büyük segmentini oluşturuyor. Özellikle kolajen bazlı ürünler ve hyaluronik asit içeren serumlar, en çok talep gören ürünler arasında yer alıyor.
2023 yılı itibariyle, tüketicilerin %70’i cilt sağlığına odaklanıyor ve %60’ı yaşlanma karşıtı ürünleri tercih ediyor. Bu oranların, longevity ve nutricosmetic sektörlerine olan ilgiyi artırdığı gözlemleniyor.
Tüketicilerin %65’i doğal ve sürdürülebilir içeriklere sahip ürünleri tercih ederken, %50’si ise kişiselleştirilmiş sağlık takviyeleri kullanmayı tercih ediyor.
Longevity ve nutricosmetic alanındaki yenilikçi ürünler, tüketici beklentilerini karşılamada önemli bir rol oynuyor. 2023 itibariyle, yeni formülasyonlar ve ileri teknolojiyle desteklenen ürünler, pazarın %40’ını oluşturuyor.
2023-2028 yılları arasında, pazarda en çok büyüme göstermesi beklenen segmentler arasında bitkisel bazlı içerikler ve biyoteknoloji ile desteklenen yaşlanma karşıtı ürünler yer alıyor.
Sektör sürekli olarak yenileniyor ve tüketicilerin ihtiyaçları doğrultusunda hızla değişiyor. Bu nedenle, ürün çeşitlerimizde inovasyon yaparak ve sektörün yeniliklerini yakından takip ederek, rekabetçi kalmak ve pazar liderliği hedeflerimizi gerçekleştirmek büyük önem taşıyor. Sağlık ve güzellik alanındaki bu dinamik değişimler, hem gıda takviyeleri hem de kozmetik ürünlerde yaratıcı ve etkili çözümler sunma gerekliliğini gözler önüne seriyor.
İnovasyon, sadece yeni ürünler geliştirmekle kalmıyor, mevcut ürünleri sürekli olarak iyileştirmek ve tüketici taleplerine en iyi şekilde yanıt vermek anlamına geliyor. Gelecekte, daha fazla kişiselleştirilmiş ve bilimsel olarak desteklenen ürünlerin tüketici beklentilerini karşılamada önemli bir rol oynayacağını biliyoruz. Bu nedenle, araştırma ve geliştirme süreçlerimize yatırım yaparak ve sektördeki trendleri takip ederek, içten ve dıştan sağlık ve güzellik alanındaki gelişmelere öncülük etmeliyiz. Bu şekilde, tüketicilerimize en iyi çözümleri sunarak uzun vadeli başarı ve müşteri memnuniyetini sağlamış olacağız.
Hep söylediğim bir şey var ki, inovasyona, Ar-Ge’ye ve teknolojiye yatırım yapmayan şirketlerin geleceği karanlıktır. Sektördeki rekabetçi ortamda ayakta kalmak ve başarılı olmak için bu unsurlara yatırım yapmak zorundayız. Yenilikçilik ve sürekli gelişim, sadece şirketlerin mevcut pazar payını korumasına değil, aynı zamanda gelecekteki büyüme fırsatlarını da yakalamasına olanak tanır. Bu nedenle, ürünlerimizi ve hizmetlerimizi sürekli olarak yenileyerek ve teknolojik gelişmeleri takip ederek, sektördeki liderliğimizi sürdürebiliriz.