Ecz. Kerem DEMİRGİL yazdı…
Neyi hedefliyorsun?
Çocukluk dönemimiz, her ne kadar çok fazla şey hatırlamasak da, hepimizin hatıralarında çok net olmayan bir resim gibi duruyor. Bu dönem, sadece belirli faaliyetlerin gerçekleştirildiği, oyun ağırlıklı bir öğrenme süreci içerisinde bulunduğumuz, geleceğimiz üzerinde çok fazla etkili olmadığını düşündüğümüz bir dönem olarak düşünülse de, aslında kişiliğimiz tam da bu dönemde şekilleniyor. Özellikle, bu dönemde kendimize kahramanlar belirliyor ve bu kahramanları örnek alarak, kişiliğimizi şekillendiriyoruz. Bu karakterlerin en fazlaca bulunduğu ortamlar da çizgi filmler ve kitaplar. Çocukluğumuzda, belki dakikalar içerisinde değişen bir kahraman tüketimi içerisinde buluyoruz kendimizi, bir dakika önce Şirin Baba en sevdiğimiz çizgi film kahramanı iken, bir dakika sonra bir Batman ya da Süpermen olabiliyoruz. Düşünebiliyor musunuz, bu kahramanların karakterlerinin üzerimizde bıraktığı etkileri ve karakterlerin birbirlerinden ne kadar farklı olduğunu? Ancak bugün sizlerle sormak istediğim soru daha farklı:
Çocukluk döneminde sadece çizgi film karakterleri olarak karşımıza çıktığını ve kişiliğimizi şekillendirdiğini düşündüğümüz bu kahramanlar, biz yetişkin olduğumuzda acaba bize neler anlatıyorlar, ne dersler veriyorlar?
Sorumuzun cevabını vermeden önce, isterseniz sizleri zamanının gerçekten de önemli şahsiyetlerinden biriyle tanıştırayım:
Lewis Carroll
Hatırlayabildiniz mi? Çoğunuzun “hatırlayamadım” dediğiniz duyar gibiyim. Peki “Alice Harikalar Diyarında” desem. Sanırım zihninizde bir şeyler canlanmaya başladı. Evet bildiniz. Lewis Carroll, tüm fantastik kurgu severlerin en beğendiği eserlerden biri olan “Alice Harikalar Diyarında” isimli eserin yazarıdır. Eser sadece fantastik bir eser olmakla kalmayıp hem psikanalize hem de zihin oyunlarına göndermeler yapması nedeniyle farklı bilim dalları tarafından da incelenen bir romandır.1865 yılında, gerçek adı Charles Lutwidge Dodgson olan Carroll tarafından kaleme alınmıştır. Roman, Alice isminde bir kız çocuğunun, bir tavşan deliğinden geçerek girdiği fantastik bir dünyada başından geçen hikayeleri anlatır. Bu hikayede konuşan pek çok hayvan vardır. Fakat en önemli karakter “Beyaz Tavşan”dır. Beyaz Tavşan, Lewis Carroll’un Alice Harikalar Diyarında kitabında geçen kurgusal bir karakterdir. Kitabın birinci bölümünde gözüken pembe gözlü ve yelek giymiş olan Beyaz Tavşan’ın “Ay! ay! Geç kalacağım!” sözlerini duyan Alice, tavşanın ardından koşar ve tavşan deliğinden kendini bırakarak Harikalar Diyarı’na atlar.
Alice ve Beyaz Tavşan
Alice Harikalar Diyarında, çocukluk dönemimizde bize sıradan bir roman ya da bu romandan uyarlanan bir film/çizgi film gibi görünebilir. Ancak bu roman, yazılmasının üzerinden 150 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, özellikle kişisel gelişim alanında popülerliğini korumaktadır. Yanlış duymadınız. “Özellikle kişisel gelişim alanında popülerliğini korumaktadır.” Neden dersiniz?
Romanın bir bölümünde Alice ile Beyaz Tavşan bir yol ayrımına gelirler. Alice “hangi yoldan gideyim” diye sorar. Beyaz Tavşan’ın cevabı çok çarpıcıdır:
“Nereye gittiğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin hiçbir önemi yok.”
Çocukluk döneminde, sadece bir roman kahramanı olarak değerlendirdiğimiz bu karakterlerin, bize verdiği derse bakar mısınız; ki sadece bu romanda en az 13 adet felsefi mesaj tespit edilmiştir uzmanlar tarafından.
Alice Harikalar Diyarında gibi çocukken okuduğumuz veya izlediğimiz, sonrasında da örnek aldığımız binlerce karakter var kişiliğimizi etkileyen. Yetişkinliğimizde, bunları anlamlandırabilmemizin nedeni ise “Farkındalık”. Bugün özelinde üzerinde konuştuğumuz, Alice Harikalar Diyarında aslında bize yetişkin olarak çok önemli bir ders veriyor. Bu ders şöyle özetlenebilir:
Hedefin yoksa, hangi yoldan gideceğinin önemi yok. Bir yere varırsın, ancak vardığın yerin doğru mu, yanlış mı olduğunu hiçbir zaman bilemezsin.
Hedef nedir?
Hedef, bir kişinin veya bir grubun başarmayı istediği, planladığı ve sonuca ulaşmayı taahhüt ettiği bir gelecek fikridir. Bir hedef aşağıdaki 5 unsuru da içermelidir:
1.Spesific: Spesifik
2.Measurable: Ölçülebilir
3.Achievable: Ulaşılabilir
4.Relevant: İlgili
5.Time-Bound: Zaman Sınırlı
“SMART”, hedeflerinizi yönlendirmek için kullanabileceğiniz bu 5 unsurun bir kısaltmasıdır.
Dilerseniz bu 5 unsuru beraberce, kısaca inceleyelim:
SPESİFİK:
Hedefiniz net ve spesifik olmalıdır, aksi takdirde çabalarınıza odaklanamaz ve bunu gerçekleştirmek için gerçekten motive olamazsınız. Amacınızı hazırlarken, beş “W” sorusunu cevaplamaya çalışın:
1.Ne yapmak istiyorum? – (What)
2.Bu amaç neden önemlidir? – (Why)
3.Kimler katılıyor? – (Who)
4.Nerede bulunuyor? – (Where)
5.Hangi kaynaklar veya limitler var? – (Which)
ÖLÇÜLEBİLİR:
Ölçülebilir hedefleriniz olması önemlidir, böylece ilerlemenizi takip edebilir ve motivasyonunuzu koruyabilirsiniz. İlerlemeyi değerlendirmek odaklanmaya devam etmenize, işlerinizi tarihinde bitirmenize ve hedefinize ulaşma heyecanını hissetmenize yardımcı olur.
ULAŞILABİLİR:
Hedefinizin ayrıca gerçekçi olması ve elde edilebilir olabilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yeteneklerinizi zorlamalı fakat yine de mümkün olmalıdır. Elde edilebilir bir hedef belirlediğinizde, daha önce gözden kaçan fırsatları veya onu size yaklaştıran kaynakları tanımlayabilirsiniz.
İLGİLİ:
Bu adım, amacınızın sizin için önemli olduğundan emin olmak içindir. Hedeflerimize ulaşmada hepimizin destek ve yardıma ihtiyacı vardır, ancak bunlar üzerinde kontrolümüzün devam etmesi önemlidir. Böylece, planlarınızın herkesi ileri götürdüğünden emin olun, ancak kendi hedefinize ulaşmaktan hâlâ siz sorumlusunuz.
ZAMAN SINIRLI:
Odaklanacak bir son tarihinizin olması gerekir. SMART hedef kriterlerinin bu kısmı, günlük görevlerinizin uzun vadeli hedeflerinize göre öncelik vermesini önlemeye yardımcı olur.
Fransız yazar Montaigne’in de söylediği gibi:
“Amacı olmayan bir gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.”.
Bugünün kapanış sözü, Romalı şair Horatius’tan:
“Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder; çünkü her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır.”