Bayer Tüketici Sağlığı Türkiye Ülke Müdürü Erdem Kumcu ile “Tavsiyen Eczanede” projesini konuştuk:
Bayer Tüketici Sağlığı olarak “Tavsiyen Eczanede” sosyal sorumluluk projesini başlattınız. Projenin amacını ve detaylarını öğrenebilir miyiz?
Bayer olarak eczaneler en önemli paydaşlarımız arasında yer alıyor. Bu anlamda sağlık okuryazarlığı alanındaki kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarımıza da paralel olarak 2019 yılında Gıda Takviyesi Kategori Kaptanlığı yolculuğumuzu başlatmıştık. Hedefimiz, gıda takviyesi ürünlerinin eczacılarımızın danışmanlığında tüketicilere ulaşmasını sağlamak. Bu nedenle bu kategorinin altındaki başlıklarda, eczacılarımızın danışmanlığına destek vermek amacıyla eğitimlere başladık. Şu ana kadar Türkiye’nin farklı illerinde, 1000’den fazla eczacımıza ulaştık. 2021’de bu projenin ikinci adımı olan “Tavsiyen Eczanede” projemiz kapsamında Medipol Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile iş birliği yaparak 27 bin eczacıyı hedeflediğimiz bir sertifika programını başlattık. Gıda takviyeleri konusunda eczacılarımızın danışmanlığını çok önemsiyoruz. Medipol Üniversitesi’nin online portalına yüklenen bu eğitimler 4 farklı modül içeriği ile 40 saat sürecek, Haziran ayının sonunda tamamlanacak ve bitiren eczacılar “Tavsiyen Eczanede” sertifikası alıyor olacak. Katılım hakkında tüm bilgi ve detaylara Medipol Üniversitesi web sayfasından ulaşılabilir.
Bu anlamda sağlık okuryazarlığı bilincini yükseltmeyi hedeflediğinizi söyleyebilir miyiz?
Bayer olarak en büyük hedeflerimizden birinin toplumdaki sağlık okuryazarlığı bilincini yükseltmek olduğunu söyleyebiliriz. Bu doğrultuda bulunduğu şehirlerdeki insanların sağlık erişimlerinin yanı sıra halkın genel sağlık okuryazarlığı oranını üst seviyelere çıkarmak için birçok projeyi hayata geçirerek insanlara dokunmak için çalışıyoruz. 2016 yılında başlattığımız “365 Gün Sağlıklı Yaşam Hareketi” projemiz kapsamında da her yıl farklı etkinlikler, farkındalık projeleri düzenleyerek sağlık okuryazarlığını daha üst seviyelere taşımayı amaçlıyoruz.
Başka ne gibi sosyal sorumluluk projeleri yapıyorsunuz?
2018 yılında önlenebilir sağlık alışkanlıklarının artması ve sağlık okuryazarlığı oranını artırmak için neler yapabileceğimizi düşündüğümüz dönemde yeni bir adım atarak 365 Gün Teneffüste Sağlık projesini hayata geçirdik. İlk aşamada, Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) ile bir araya gelerek çocuklar için pedagog onaylı, Millî Eğitim Bakanlığı’nın sağlık bilgisi ders müfredatını da dikkate alarak eğlenceli oyun içerikleri hazırladık. Türkiye genelinde çeşitli illerde bulunan AVM’lerdeki oyun alanları ve parklara bu hazırladığımız eğitici oyunları çizdik. Projenin ikinci öğretim yılında “365 Gün Teneffüste Sağlık” oyunlarımızı Türkiye’nin dört bir yanındaki ilkokullara taşımayı hedefledik. ÖRAV ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın da yardımlarıyla Adana, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Ordu ve Samsun’da bulunan Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı 77 ilkokulun asfalt zeminlerini öğretici oyun alanlarımızla renklendirdik. Bundan sonraki hedefimiz öğretmenlere “365 Gün Teneffüste Sağlık Oyunları Eğitimi” vermek olacak. Bu eğitim ile katılımcı öğretmenler, oyunların nasıl oynandığını öğrenecek, bulundukları bölgelerdeki diğer öğretmenleri de eğitebilmeleri için, yapılacak ölçümler neticesinde yeterlilik sertifikasının sahibi olabilecektir.
Pandemi dönemini nasıl geçiriyorsunuz, bu çerçevede neler yaptınız?
Bayer olarak hem dünyada hem Türkiye’de COVID-19 pandemisi ile mücadeleye destek oluyoruz. Salgın Çin’de ilk baş gösterdiğinden bu yana çok sayıda ülkede toplamda 11 milyon Euro nakdi ve ayni yardımlarda bulunduk. Çin, İtalya, İspanya ve Fransa gibi salgının etkilerinin çok yoğun görüldüğü ülkelere ilaç, koruyucu ekipman ve cihaz desteği sağladık. Ayrıca Hindistan, Polonya, Arjantin, Brezilya, Almanya, ABD ve Meksika’da çeşitli yardım faaliyetleri yürüttük ve maske, dezenfektan gibi malzeme yardımlarında bulunduk. Bayer Türkiye olarak, Üniversite Hastaneleri Birliği Derneği’ne, derneğin üyesi olan üniversite hastanelerinin koruyucu ekipman malzeme ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 1 milyon TL nakdi bağışta bulunduk. Ayrıca Sağlık Bakanlığı, Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü ile iş birliği içerisinde başlattığımız “Kahramanlar Projesi” kapsamında Türkiye genelindeki 33 ilde bulunan ve pandemi ile mücadelede ön saflarda yer alan 123 pandemi hastanesine iletilmek üzere toplam 10 milyon TL değerinde Bepanthol ve Supradyn ürünleri bağışladık. Hastalıkla mücadelede sağlık sistemine yardımcı olmak, koruyucu ekipman ve malzeme ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak amacıyla Bayer G4A Turkey Girişim Hızlandırma programı kapsamında, sağlık profesyonelleri için yüz koruyucu maske, entübasyon kutusu ve yeni koruyucu ekipmanlar üreten start-up girişimi Tridi Atölye’ye fon desteği sağladık. Bayer olarak ürünlerimiz, teknik donanımımız, uzmanlığımız ve çalışanlarımızın katılımı ile dünya çapında koronavirüs salgınına karşı mücadeleyi desteklemeye devam ediyoruz.
Önümüzdeki döneme ilişkin hedefleriniz neler?
Bayer Tüketici Sağlığı’nın sürdürülebilirlik stratejisini “100 x 100” olarak tanımladığımız bir yapı üzerine kurduk. Buradaki ilk “100”den kasıt, günlük sağlık çözümlerine erişimi zor olan 100 milyon kişiye erişim sağlama hedefimizi ifade ediyor. Sürdürülebilirlik stratejimizdeki diğer “100” ise çevresel olarak sürdürülebilir bir tedarik zinciri yaratmak için 2030 yılına kadar yapacağımız 100 milyon Euro tutarındaki yatırımı ifade ediyor. Başka bir deyişle, 100 milyon Euro yatırımla 100 milyon kişiye erişeceğiz. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Bayer tüm dünyada sıfır karbon salan bir şirket haline gelecek. Bütün fabrikaları, ofisleri ve toplam tedarik zincirini kapsayan bu hedef doğrultusunda tüm ambalajlarda geri dönüştürülebilir ve çevreye zarar vermeyenleri tercih edeceğiz.