Toplumlar gibi kurumların ve organizasyonların da amaçları, iş hayatına bakış açıları, değerleri, ilkeleri, kendine has nitelikleri vardır. İşletmelerin tüm çalışanları tarafından paylaşılan bu inanç, anlayış, ilkeler ve kurallar bütünü kurum kültürünü oluşturur.
Bir kurumun, bir organizasyonun veya bir takımın; konuşulan ya da konuşulmayan kuralları, ortak değerleri, sembolleri, inanışları ve davranışlarının bütünüdür kurumsal kültür. Nitekim kültür, tüm faaliyet süreçlerinde ortak bir yordamın işlemesine imkân tanıyan ortak bir düşünce tarzını gerekli kılar.
Eczacılık mesleği açısından bakıldığında temel sorunun eczacıların eczanelerinin bir kurum, bir örgüt, bir organizasyon olduğunun farkındalığından uzak duruyor olmalarıdır.
Oysa kurum vasfına haiz olmak için yüzlerce çalışanı olmak, ulusal ya da uluslararası çapta örgütlenmiş olmak vb niteliklere sahip olma şartı yoktur. Binaenaleyh kurumsal kültür edinmesi gereken işletmeler sadece çok büyük ölçekli işletmeler değildir.
İki-üç çalışanıyla faaliyet gösteren küçük ölçekli işletmelerden tutun da yüzlerce veya binlerce çalışana sahip olan büyük-çok büyük işletmelere kadar kurum kültürü, çok önemli ve gözardı edilemeyecek bir ihtiyaçtır.
Eczane işletmeciliği bağlamında belirtmek gerekirse kurum kültürü; müşteriler, hastalar, eczacı, eczane çalışanları ve diğer paydaşlar tarafından benimsenen temel değerler olarak tanımlanabilir. İşlerin nasıl yapıldığına dair ortak görüşler, davranışlar, etkileşim biçimleri, paylaşılan inanç, tutum, tahmin ve beklentiler, kullanılan semboller, ortak mitler ve organizasyonun kahramanları bu ortak kültürü oluşturur. Aslında organizasyon kültürü zamanla öğrendiklerimizin bir yansımasıdır. Eczacı, bireysel ve ekip davranışını belirleyen ve bir hava gibi eczane çalışanlarını saran kültürün kazanılmasında hem etkili hem de belirleyicidir. Eczanede kurumsal kültür ögelerini oluşturacak kişi, eczacının bizzat kendisidir ve bu rolünü bir başkasına delege edemez.
Ne yapmalı, nereden başlamalı acaba? Tabii ki kısacık bir sürede halledilebilecek bir işten bahsetmediğimin farkındayım. Uzun, ince ve sabır isteyen bir yoldan bahsediyorum. Bir işe başlamak o işi bitirmenin yarısıdır derler ya. Öyleyse gelin bir hemen bir yerden başlamış olalım. İşe 67 bin çalışanı olan bir organizasyonun kurum kültürünü oluşturan “10 altın kural”a şöyle bir göz atarak başlayalım.
Bersay İletişim Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Saydam anlatıyor; “Dünyada 4. sırada ve ülkemizin en büyük ajanslarından BBDO Ajansın Dünya CEO’su Andrew Robertson’u dinlemek üzere Four Seasons Otelinin yolunu tuttum. Dile kolay; biz iki üç şirketi (bir eczaneyi) yönetirken elimiz ayağımız birbirine dolanır, adam 77 ülkede 297 şirketi 67 bin çalışanı, 1.3 milyar dolarlık geliri yönetiyor. Heyecan verici. Dünyanın en genç CEO’larından biri olan Robertson ile pek çok şey konuştuk. Anlattıkları arasında BBDO’nun kurumsal kültürünü oluşturan 10 kural var ki, sadece iletişim sektöründe değil her sektörden ciddi firmaya uygulamak mümkün (ben eczacılık sektörünü de dahil ettim).
Robertson bu 10 kuralı Ajansın Berlin’de düzenlenmiş olan son uluslararası toplantısında ilan etmiş. İsterseniz küçük bir oyun oynayabilirsiniz. Her kuralı kendi kurumunuz için 10 puan üzerinden değerlendirin. Toplamda 100 üzerinden bir puan elde edeceksiniz. Toplamınız 70`in altındaysa durum kritik demektir. 70`in üstündeyse işler yolunda…
İşte 10 Altın Kural: 1. İşleri diğerlerinden daha iyi yapacaksın
- Müşterilerin seni sevecekler
- Kuruluşunu iyi temsil edeceksin
- Çevrene pozitif enerji vereceksin
- İşi sürüncemeye bırakmayacak, tadında bitireceksin
- `Ben` değil `Biz` diyeceksin
- Elinle kendini gösterecek, başkalarını işaret etmeyeceksin
- Kriz durumlarında hızlı karar verecek, kendini hemen toparlayacaksın
- Sağlıklı bir paranoya içinde olacaksın
- Doğru olanı yapacaksın, canının çektiğini değil.’’
Bu kuralların eczacılıkla ne ilgisi var diyenleri duyar gibiyim. Çok ilgisi var, hatta ne yalan söyleyeyim Andrew Robertson’un bu 10 altın kuralı eczacılık sektörü için yazmış olmalı demek bile geçmiyor değil içimden.
Şimdi soru işaretlerini bir kenara bırakmalı ve bu 10 kuralı eczanemiz için değerlendirmeliyiz değil mi?
Zamanım yok demeyin lütfen. Zira, dünyada bütün insanlara en eşit şekilde dağıtılmış tek şey zaman’dır. Herkesin günde tam 24 saati var.
Bir de tabularımız var değil mi? yani alışkanlıklarımız. Onun da kolayı var; Tabular yıkılmak içindir.
Hem ne demişler; Lider eczacı, tabuları ya da en azından bir tabuyu yıkmayı göze alan kişidir.
Uçurtmanın rüzgara karşı durduğu için yükseldiğini hiç ama hiç unutmayalım.