Diyarbakır Gökkuşağı Eczanesi eczacısı Hanifi Sönmez ile bir söyleşi gerçekleştirdik:
Bize biraz kendinizi tanıtır mısınız? Gökkuşağı Eczanesi kaç yıldır hizmet veriyor?
1988 Diyarbakır doğumluyum. 2013 yılında Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitirdim. 2014 yılının Ocak ayında bir semt eczanesi olan Gökkuşağı Eczanesi’ni açtım. Semt eczanelerinin doğası gereği ilaç ve ilaç dışı tüm sağlık ürünlerini bünyesinde barındırmaya çalışarak sağlık danışmanlığı hizmetini veriyorum. 5 yıldır aynı semtte işimi severek yapmaya devam ediyorum. Aynı zamanda Diyarbakır’da Türk Eczacılar Birliği’nin bir projesi olan ‘Rehber Eczanem’ programının eğitmenliğinde yer aldım. Evli ve bir çocuk babasıyım.
Yeni eczane dizaynınızı Ezaş’a yaptırdınız. Ezaş’ı tercih etme sebebiniz nelerdi?
Eczanemi 50 metre yakınımdaki boş ve mevcut iş yerinden daha büyük bir yere naklini yapmayı düşünüyordum. Yeni eczanemde hayalini kurduğum bir eczane dizaynı yapmak istedim. Bunun için birçok firmayla görüşme yaptım. Kafamda kurduğum projeyi doğru bir şekilde anlayabilen aynı zamanda bunu gerçeğe dönüştürebilen, eczaneye sektörel yenilikleri de katabilen bir ekiple çalışmak istedim. Fatih bey ve Murat Coşkun ile yaptığımız görüşmelerden sonra bu konuda onlara güvenebileceğim hissiyatını bana verdiler. Eczanemin yeni dizaynını teslim alırken bu hislerimde yanılmadığımı gördüm. Bu arada sizin aracılığınızla da kendilerine ve ekiplerine tekrardan teşekkür ediyorum.
Eczanelerin metrekare olarak büyümesinin avantajları neler?
İlk eczanem ile şimdiki eczanem arasında kullanım alanı açısından anlamlı bir fark var. Büyüyen eczane alanı daha fazla kategori oluşturma imkânı sağladı. Örneğin; majistral ilaç hazırlama odası, eczacı danışma odası, anne-bebek-hamile bölümü, dermokozmetik vb. bölümler oluştu. Artan her bir kategori bu eczanede hastada her ürünü bulabileceği algısı yaratıyor. Aynı zamanda artan ürün yelpazesi ve çeşitliliği tüketicinin ihtiyacı olan ürüne daha rahat ulaşmasına ve ürünü temin etmesine imkân sağlamaktadır. Eczacı açısından da düşünüldüğünde geniş bir eczaneye sahip olmak eczacılık hizmetini zevkle yapabileceğimiz bir alan ve mesleki tatmin duygusunu yaratıyor.
Eczanedeki değişimin temel noktalarından bir tanesi de etkili danışmanlık. Bu kapsamda eczacıların “Sağlık Danışmanı” rolü hakkında neler söylersiniz?
Bir eczane sağlık zincirinin en son ve tedavi bakımından en önemli halkasıdır. Sağlık zincirinde, tanı hekimle başlar, tedavi ise eczacıyla gerçekleşir. Bu bağlamda eczaneler vazgeçilmez bir sağlık kuruluşudur. Eczacılar ise bu kuruluşun tek ve en etkili sağlık danışmanıdır. Bu danışmanlığını ilaçtan dermokozmetiğe, gıda takviyelerinden medikal malzemelere, anne-bebek ürünlerinden kişisel bakım ürünlerine birçok alanda hasta ve tüketicilere doğru bilgiyi aktararak ihtiyaçları olan ürünleri belirleyerek gösterir. Ve bu işin en güzel tarafı sağlık danışmanlık hizmetini hastalara ve eczaneye çat kapı giren herkese ücretsiz vermektedir.
Dermokozmetik ürünlerin eczanenizdeki yeri nedir? Bu ürünler neden sadece eczanelerde satılmalı?
Dermokozmetik ürünler, içeriğinde ilaç benzeri aktif maddeler içeren kozmetik ürünlere kıyasla daha minimal koruyucu bulunan kimi zaman kişisel bakım amaçlı kimi zaman da tedaviyi destekleyen ürünlerdir. Dermokozmetik ürünlerin eczanemde özellikle reçete endikasyonlarında tedaviyi desteklemesi, tedavi süresini kısaltması açısından oldukça yararını gördüm. Bu segmentteki ürünler sadece kişisel bakımı desteklemesi bir yana eczanemde hasta memnuniyetini arttırması, ürünlere bakış açımı oldukça değiştirdi. Ayrıca eczanelerde bu alanda yetiştirilmiş hastanın sağlığını çok yönlü gözeten bir ekip tarafından sunulması dermokozmetik ürünleri sektörde başka alanlarda satılan rakiplerinden oldukça ayırıyor. Özellikle internet üzerinden birebir görüşme olmaksızın yapılan sanal satışların büyük çoğunluğu hastalarda hayal kırıklığı oluyor. Oysa bizler hastalarımızın her daim ulaşabildikleri yegâne kapı komşularıyız.
OTC ürünlerin bazıları son dönemde eczane dışına çıkıyor. Bu firmalar neden böyle bir yolu tercih ediyorlar sizce? 25 bin eczane onlar için yeterli gelmiyor mu?
Bu konu, yıllardır konuşulan ve maalesef bir türlü çözüme kavuşturulamayan bir sorun olarak önümüzde duruyordu. Bugün bazı büyük firmalar yasal mevzuatın açığından istifade ederek sağlık danışmanlığını gerektiren bazı OTC ürünlerini eczane harici satış noktalarına çıkardılar. Bu firmaların gayeleri, tüketicinin sağlığından ziyade daha fazla satış ve daha fazla kâr elde etmek olduğu için ticari politikalarında insan sağlığını düşünmelerini beklemek beyhude bir çabadır. Yıllar yılı eczacının danışmanlığı ve güvenirliği sayesinde toplumda marka değeri kazanan ürünler bugün hangi mantıkla eczane ve eczacı danışmanlığına ihtiyaç olmadan hastalara ve tüketicilere ulaşması düşünülmektedir. Bu bağlamda eczanenin dışında ve eczacı danışmanlığı olmadan tüketilen ürünler birey ve toplum sağlığı açısından her zaman bir risk ve güven problemi yaşatacaktır.
Son dönemde depoların vadeleri geri çekmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlaç sektöründe ticari dalgalanmalardan en çok etkilenen halka maalesef eczanelerdir. Üretici-ithalatçı ile ilaç dağıtım kanalları arasındaki ticari koşullardaki olumsuzlukların yükünü eczacılar çekmektedir. Çünkü ilaç üreticileri veya ithalatçı firmalar ekonomik olumsuzlukların yükünü ilaç dağıtım kanallarına, ilaç dağıtım kanalları ise eczacılara yansıtmaktadır. Ancak eczacıların bu durumu hastalarına yansıtmalarının ne imkânı ne de lüksü vardır. Böyle bir ortamda ecza kooperatiflerine büyük bir sorumluluk düşmektedir. Aynı zamanda eczacıların da ticari tercihlerini ecza kooperatiflerinden yana kullanarak karşılıklı bir destek ortamı yaratmaya ihtiyaç var. Aksi halde eczacıların zarar görmesi demek ecza kooperatiflerinin de büyük zarar görmesi demektir.
Eczacıların acil çözülmesi gereken sorunları neler sizce?
İlaç dışı ürünler, bir eczane için büyük bir dayanak ve güçtür. Daha önce bahsettiğim gibi OTC ürünlerinin eczane dışında tanıtımının yapılması ve temin edilmesi birey ve toplum sağlığını riske attığı gibi eczaneler açısından da gelir kaybına neden olmaktadır. Bunu önlemek için ivedilikle OTC ürünler, yasal bir mevzuata tabi tutulmalıdır. Son yıllarda çığ gibi büyüyen ve yasal denetim mekanizmasının işletilemediği internet üzerinden satılan OTC ve dermokozmetik ürünlerinin satışının yoğunlaştığını görmekteyiz. Bu durum OTC ürünlerinin eczane raflarından market raflarına geçmesinden daha tehlikeli bir durum olarak önümüzde durmaktadır. Eczacılar için yıllardır gündemde olan meslek hakkı kavramının Avrupa Birliği standartlarında somutlaştırılıp yasal güvence altına alınması gerekmektedir.