20 Ekim “Dünya Osteoporoz Günü” kapsamında Sifar İlaçları’nın düzenlediği Osteoporozun Non-Farmakolojik Yaklaşımında Besin Destekleri” konulu seminere konuşmacı olarak katılan dünyaca ünlü İtalyan Biyokimya Profesörü Dr. Luca Tiano, “Osteoporoz” hakkında bilinmeyenlere dikkat çekti. Tiano, tüm dünyada 200 milyon kadının savaştığı “Osteoporoz” riskine karşı korunma yöntemleriyle ilgili kadınlarda menopoz sonrası, erkeklerde ise 50 yaşından itibaren vücut yapısının kalsiyuma daha yoğun ihtiyaç duyduğunu, kalsiyumun aktif olması içinse D vitaminin ve K2 vitamini kullanımının çok önemli olduğunun altını çizdi. Kemik konsantrasyonundaki hızlı düşüş, genellikle 50 ila 65 yaş arasında yaşanırken, 65 yaştan sonra bu düşüşün devam ettiğini fakat süratinin azaldığını belirten Profesör Dr. Luca Tiano; “Kemiğin kendini yenilemesi sürekli olan bir döngü, özellikle insan hayatının ilk 20 yılında kemik yapısı sürekli bir değişim halinde. Yeni kemik yapımı devam ederken eski kemik yapısı ortadan kalkıyor. Bu değişim dengeli olduğu sürece her şey normal. Ancak ilerleyen yaşla birlikte yeni kemik oluşumu yavaşlıyor. Kemik yıkımı devam ediyor, zamanla insan vücudunda yıpranmalar yaşanıyor. Vücudun değişik yerlerinde kasların zayıflaması, beynin küçülmesi gibi değişimler gözlemleniyor. Gereğinden fazla oturarak veya yatarak geçirilen uzun saatler vücudu olumsuz etkiliyor. Sağlıklı beslenme, sigaradan uzak durulması, egzersiz yapılması hayat kalitesini arttıracak adımların başında geliyor. Yaşam boyunca hem mineral hem de vitaminlerin dengeli bir biçimde alınması kemik sağlığının uzun süreli korunmasında oldukça etkili” dedi.
Osteoporoz’un adeta sessiz bir katil olduğunu belirten Luca Tiano; “Maalesef kemik erimesi insanların kendi kendilerine farkına varabilecekleri bir hastalık değil. Kemik yoğunluğu ölçümlerinin düzenli olarak yapılmasıyla durum kontrol altına alınabilir. Hastalığın asıl ortaya çıkışı post menopozal dönem dediğimiz yani menopoz sonrası dönemde en yoğun biçimde görülüyor ama erkeklerde de ilerleyen yaşla birlikte başlıyor. Osteoporoz riskini minimuma indirmek için en önemli unsur yaşam koşullarının iyileştirilmesi. Yaşam koşullarının yanı sıra bireylerin K2 ve D Vitaminini de yeterli oranda alması gerekiyor. K1 vitamini uzun büyük yeşil yapraklı bitkilerde K2 vitamini ise peynirde ve fermante soya fasulyesinde hazırlanan bir Japon yiyeceği olan Nattoda bulunuyor. Sağlıklı kemik yapımı için 100mcg miktarında K2 vitamini almak gerekmekte. 100mcg ise 9kg kırmızı et, 18 yumurta sarısı, 11 kg yoğurt, 11 lt süt tüketimine eş değer. Günlük diyetimizde besinleri bu miktarlarda alamadığımız için yiyeceklerden K2 açığını kapatmak pek mümkün olmuyor. Kemik sağlığının korunması için K2 vitaminini zeytinyağlı bir formda besin takviyesi olarak alınmasını tavsiye ediyoruz” diye konuştu. Seminere Prof. Dr. Ülkü Akarırmak ile Sifar İlaçları Genel Müdürü Sinan Müderrisoğlu da katıldı. Sinan Müderrisoğlu şu bilgileri verdi: “Günümüzde besin destek ürünleri alanı sürekli gelişmektedir. New Life markası için yeni bir ürün çıkartırken sıradan ürünler yerine etkinliği kanıtlanmış ve kendi alanında en üstün özelliklere sahip olan ürünleri seçiyoruz. Dolayısıyla çok geniş bir ürün yelpazesiyle çalışmak yerine, daha az sayıda ama her biri iddialı ürünler çıkartıyoruz. Bugün birçok ürünümüz farklı özellikleri açısından Türkiye’de tek. New Life’ın ürün gamında farklı yaş grupları için omega-3, vitamin ve antioksidan destekleri bulunmaktadır. Sifar İlaçları, K2 vitamini ve sprey form dilaltı D vitaminini Türkiye’ye ilk kez getiren firmadır.”