“Otoimmun”, bilinen 100’den fazla hastalığı kapsayan bir hastalık kategorisidir ve tanımlanmış tek bir hastalığın adı değildir. Yani otoimmun hastalıklara kök neden teşkil eden otoimmun bir mekanizma vardır. Bu durum kafa karıştırıcı olabilir. Belki de çoğu insanın otoimmun hastalıklara aşina olmamasının veya taşıdığı hastalığın bu kategoriye girdiğini bilmemesinin nedeni de budur. Ayrıca bu gruba giren Haşimato tiroidi, romatoid artrit, lupus eritematozus, sjögren sendromu, çölyak, multipl skleroz, Psoriasis vulgaris gibi çoğu hastalığın adında “otoimmun” ifadesi kullanılmaz. Bu nedenle isimlerinde otoimmun kelimesi görünmeyince otoimmun nedene bağlı şikayetler farklı farklı hastalıklarmış gibi algılanmaktadır.
Sistemik ve bölgesel tutulum
Kafa karıştırıcı bir diğer durum da şudur: Otoimmun olayların isimleri bize hastalığın vücudun neresinde gerçekleştiğini anlatmazlar. Bazı otoimmun olaylar sistemiktir yani lupusta olduğu gibi vücudun bütün dokularına yayılmıştır. Tiroid bezini tutan haşimato’da veya cildimizdeki melanin pigmentlerini tutan vitiligo’da olduğu gibi diğer otoimmun hastalıklar ise bir organa has gelişir ve saldırı belirli bir bölgeye veya organa yöneliktir. Her iki durum da hastalığın adı, problemin aslında nerede olduğunu anlamamıza yardımcı olacak bir gösterge değildir. Örneğin Haşimato ve Graves hastalıkları tiroid bezinde, Multipl skleroz beyinde ve omurilikte, Sedef-Egzema-Vitiligo deride ve pernisiyöz anemi de kan hücrelerinde oluşur. Aslında her ne kadar etkilenen bölgeler farklı olsa da artık bu hastalıkların tamamının altında yatan problemin oldukça benzer olduğunu biliyoruz.
Enflamasyon etkisi
Sayılarının yüzden fazla olduğu tahmin edilen otoimmun hastalıkların birbirine benzer özellikleri vardır. Hepsi ciddi kronik hastalıklardır ve altlarında benzer özellikler taşımaktadırlar. Bir diğer ortak özellikleri ise beyin dahil olmak üzere herhangi bir organda gelişebilen, vücudun içinde tahriş ve şişlik anlamına gelen enflamasyondur. Enflamasyon geniş yelpazede yer alan çok sayıda belirtiye neden olabilir. Yorgunluk, halsizlik, şişlik, kas ve eklem ağrıları, kabızlık ve ishal dahil olmak üzere karınla ilgili rahatsızlıklar, konsantrasyon güçlüğü, “beyin sisi” bunlara verilebilecek örneklerdir.
“Sende birşey yok” yaklaşımı
Ya da doktorunuz sizde yanlış giden bir şey bulamayarak “sende bir şey yok bir psikiyatri doktoruna görün” dediği halde bir şeylerin iyi gitmediğine dair belirlenemeyen ve giderilemeyen bir sorun yaşıyor olmanız da bir otoimmun olay belirtisidir.
Tetikleyici temel bileşenler
Otoimmun durumlarda sağlıksız ve dengesiz bir bağışıklık yanıtını başlatan her şey tetikleyici etkendir. Artık günümüzde otoimmun hastalıkların çoğunu başlatan şeylerin neler olduğu bulunmuştur. Bunlar özellikle gluten, laktuloz, kazein, histamin, ağır metaller, toksinler, enfeksiyonlar ve stres vb tetikleyicilerdir.
Otoimmun hastalıkların her birini diğerlerinden ayıran şey, bağışıklık hücrelerinin vücudun farklı bölgelerindeki dokuları hedef alarak ona saldırıda bulunmasıdır. Aslında otoimmun hastalıkların çoğunun birbiriyle olan benzerlikleri farklılıklarından daha fazladır.
Artık temel bileşenler olan beslenme tarzınızın, stres hormonlarınızın, bağırsak sağlığınızın ve vücudunuzun toksik yükünün düzenlenmesinin, bağışıklık sisteminizin dengelenerek iyileşmesine ve otoimmun hastalıkların giderilmesine yardımcı olacağını söyleyebiliriz. Bu otoimmun hastalıklardan kurtulmanın kapısını açacak olan son derece önemli ve temel bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımdan hareketle belirlenen ortak bir tedavi planıyla sayıları yüzden fazla olan otoimmun hastalıkların belki de tümünde fayda sağlanması mümkün olacaktır.
Amerika’da yaklaşık 24 milyon insan savaşmakta ve hastalık prevalansının giderek arttığı düşünülmektedir. Üzerinde en çok çalışılan konuysa otoimmun hastalıklara nelerin sebep olduğu konusudur.
Otoimmun hastalığı nasıl kaptınız?
Çok sayıda bilimsel araştırmanın sonucu olarak “otoimmun hastalığı nasıl kaptınız” sorusunun cevabı olarak çok sayıda bulgu ortaya çıkmıştır. Aşağıda hakkında en fazla kanıt bulunan birkaç etkene yer verdim.
Modern beslenme düzeni
Gluten yoğunluklu beslenme
Lif ve sebzelerden fakir beslenme
Süt ve süt ürünlerince zengin beslenme
Hayvansal ürünlerce zengin beslenme
Kronik stres ve hormon dengesizliği
Bağırsaklarda iyi bakterilerin dengesinin bozulması
Toksinler, hormon bozucu kimyasallar
Enfeksiyonlar ve kontrolsüz antibiyotik kullanımı
Otoimmun hastalıklardan korunmanın yolu dengeli bir bağışıklık sisteminden geçmektedir.
Bunu gerçekleştirmenin en kısa yolu sağlıklı ve dengeli beslenme, doğru stres yönetimi, bağırsak sağlığı ve toksin yükünün azaltılmasıdır. Bu temel bileşenleri sağlayarak bağışıklık sistemimizin kendini sürekli uyarmasını durdurabiliriz.