Mehmet ELMAS
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
5. Sınıf Öğrencisi
Fiziksel anlamda her ne kadar yorulmuş ve kötü etkilenmiş olsam da ruhsal anlamda insanlara yardım etmenin, kalplerine dokunmanın verdiği o duygu tarif edilemez güzellikteydi.
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerde memleketim olan Şanlıurfa’daydım. Depremi tüm şiddetiyle hissettik ve neyse ki büyük ölçüde herhangi bir olumsuz durum yaşamadık. İlk depremin ardından meydana gelen depremlerin beraberinde ailemle birlikte güvenli bölgeye geçtik. Birkaç gün güvenli bölgede kaldıktan sonra yerimde kalıp hiçbir şey yapamamak fazlasıyla kötü hissettirdi ve bir an önce yardıma gitmek istedim Adıyaman’a. Türk Eczacılar Birliği ve Şanlıurfa Eczacı Odası’nın Adıyaman’a ilaç, medikal ürün ve hijyen ürünleri yardımı için gerekli koordinasyonu sağlayıp gönüllü eczacılara, eczane teknisyenlerine ve eczacılık fakültesi öğrencilerine ihtiyaç duyulduğunu öğrendim ve 10 Şubat tarihinde sabah erken saatlerinde gönüllü arkadaşlarımla birlikte Adıyaman’a doğru yola çıktık.
İlaçları tasnif ettik
Adıyaman 1 Nolu Aile Sağlığı Merkezi’nin hemen yanında sahra eczanesi kurulmuştu. Gider gitmez bir yandan ilaçların tasnif işlemini diğer yandan da hastaların ihtiyacını karşılamaya başladık ve gün boyu bu şekilde devam etti. İkinci gün ise öğlenden sonra çadır kurulmaya başlandı, bir yandan ilaçları ve malzemeleri oraya taşıdık diğer yandan da çadırdaki yeni gelen rafların kurulumunu yaptık. Bu işlemler süresince de arkadaşlarımız hastalara ilaç vermeyi hiç aksatmadan ivedi bir şekilde devam ettirdi. İlk günler haliyle akut ilaçlarda çok fazla talep vardı, özellikle de analjezik ve soğuk algınlığı grubu. Çünkü bir yandan havanın soğukluğu bir yandan da yaşanan olağanüstü durumdan ötürü hem depremzedelerin hem de oraya ülkenin dört bir yanından gelen birçok gönüllü çalışanların enkaz çalışmalarını ve yardımlarını aksatmadan devam ettirmesi gerekiyordu ve biz de bunu elimizden gelen imkânlar doğrultusunda gerekli hassasiyeti göstererek fazlasını yapmaya çalıştık. Düzeni ve sistemi sağlamak ve gelen ilaçları tasnifleme işlemi, ilaçları hastalara ulaştırma noktasında fazlasıyla kolaylık sağladı. Burası merkez sahra eczanesi niteliğindeydi çünkü hem diğer sahra eczanelerin hem de köylerin, çeşitli kurum ve kuruluşların temin ettikleri ilaç ve tıbbi malzeme ihtiyacını karşılardı ve Adıyaman’ın genel olarak ilaç ve tıbbi malzeme ihtiyacında gerekli koordinasyonu ve ihtiyaçlarını sağlardı. Aynı zamanda deprem bölgesinde bulunan en büyük sahra eczanesiydi.
Sahra Hastanesinden gelen reçeteler…
16 Şubat tarihinde Adıyaman Üniversitesi Yerleşkesinde bulunan sahra eczanesinde gönüllü ihtiyacı olduğu için ben ve Sakarya’dan iki gönüllü eczacıyla beraber oradaki eczaneye geçtik. İstanbul’ dan da gelen iki gönüllü eczacıyla beraber eczanede açılmayan kolileri açmaya başladık ve rafların düzenini sağlayıp ilaçları yerleştirmeye başladık. Aynı zamanda da ilk günden itibaren olduğu gibi ilaçların miadının kontrolünü yapıyorduk. Her ne kadar olağanüstü bir durumda olsak da biz eczacılar insanların sağlığını ve sağlıklı bir tedavi görmesi için elimizden gelen tüm gayreti gösteririz çünkü bu bizim asli görevimizdir. Sahra eczanemizin yan tarafında bulunan sahra hastanesinden gelen reçeteleri karşılardık, elimizde olmayan tükenen ilaçları gün içerisinde hastalara en kısa zamanda getirmeye çalışır ve tedavinin bir an önce başlaması için gerekli özveriyi gösterirdik. Genellikle de gün sonunda sahra eczanesinde tükenen ve tükenmeye yakın ilaç ve tıbbi malzemeleri yazıp ertesi gün merkezden tedarik ediyorduk. Orada bulunduğum dördüncü günde ise İstanbul ve Sakarya’dan gelen eczacılar da gittikten sonra ise benimle beraber Adıyaman’da eczacılık fakültesi öğrencisi olan depremzede gönüllü arkadaşım ile sahra eczanesinde günün hasta yoğunluğuna bağlı olarak merkeze gelen gönüllü eczacılarından bir veya iki gönüllünün bulunduğumuz sahra eczanesine yönlendirilmesini talep ediyorduk.
Gönüllü birey olmanın mutluluğu…
Eczanede bulunduğum süre zarfında hastalara ilaç vermenin yanında hasta yoğunluğuna bağlı olarak onlarla oturup çay veya kahve eşliğinde muhabbet etmeye, konuşmaya çalışırdım bir arkadaş gibi. Çünkü yaşanan olaylar neticesinde ruhsal olarak iyi değillerdi insanlar ve ben de bir nebze olsun elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum bu şekilde. Bu zaman süresince bazı günler Adıyaman’da bazı günler ise gece Şanlıurfa’ya gidip sabahında tekrardan sahra eczanesine geliyordum. Bu süreçte aldığım sorumluluklar her ne kadar zor görünse de benim açımdan hiç zor gelmemişti çünkü gönüllü olarak çıktığım yolda bu hizmeti kendime görev olarak gördüm ve elimden gelenin fazlasını yapmaya çalıştım her gönüllü birey gibi.
İnsanların kalbine dokunmak…
Fiziksel anlamda her ne kadar yorulmuş ve kötü etkilenmiş olsam da ruhsal anlamda insanlara yardım etmenin, kalplerine dokunmanın verdiği o duygu tarif edilemez güzellikteydi. Ve ruhsal sağlığın fiziksel sağlıktan çok daha önemli olduğunu anladığım aynı zamanda ‘ben’ kelimesinin koca bir hiçten ibaret olduğunu fark ettiğim kişisel anlamda birçok duygu ve düşünceleri tecrübe ettiğim bir dönem oldu. Adıyaman’da eczaneler açılmaya başladıktan bir süre sonra normalleşmenin de yavaş yavaş başlamasıyla depremin ilk günlerinden itibaren aktif çalışan sahra eczanelerimizi kapatmaya başladık. 32 gün boyunca burada elimden geldiğince depremzede olan halkımıza sadece ilaç ve tıbbi malzeme değil manevi olarak da elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım.
Bu süre boyunca bizlere öncülük eden ve bu koordinasyonu sağlayan başta Türk Eczacıları Birliği olmak üzere bölge eczacı odalarımıza ve maddi manevi destekte bulunan tüm eczacılarımıza, eczacılık fakültesi öğrencilerimize ve eczane teknisyenlerimize çok teşekkür ediyorum. Umarım tekrardan böyle acı bir şey yaşamayız. Birlik ve beraberliğimiz devam ettiği sürece bu yaraları hep birlikte saracağımıza inanıyorum.