Spor Eczacısı Uzm. Ecz. Ayşegül Birlik ile spor eczacılığı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik:
Ayşegül Birlik kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1997 İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunuyum. Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Ana Bilim Dalı’nda Uzman ve aynı üniversitenin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Baş Eczacı olarak çalıştım. 4 yıllık akademik süre zarfında aktif hastane eczacılığının yanı sıra Tıp Fakültesi bilimsel kurulları, Akılcı İlaç Kullanımı Kurulu ve Sağlık Bakanlığı Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM) il sorumlusu görevlerinde bulundum. 2005’te Lizbon 10.Uluslararası Hastane Eczacılığı Kongresi’ndeki ortak poster sunumum ile Lizbon Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden beslenme ürünleri (nutritional medication) alanında misafir araştırmacı davetiyle 6 ay çalışmalarda ve çeşitli akademik araştırmalarda yer aldım. Sonrasında serbest eczacılık dönemim başladı. Halen İstanbul’da kendi eczanemde mesleğimi sürdürmekteyim. Spor Eczacılığı temsilcisi olarak; aktif yaşamı seçen bireylerden profesyonel/amatör sporculara kadar kişiye özel kalıcı çözümler, kişi analizine ve genetik profiline uygun beslenme, performans ürünleri, gıda takviye ve tavsiyeleri hakkında bireysel danışmanlık yapmaktayım.
Spor Eczacılığı nedir? Alınan bir sertifikası var mı? Yurt dışındaki uygulamaları nasıl?
Gelişmiş ülkelerde eczacılar, özel sertifika programlarıyla sporcu sağlığı, dopingle mücadele, aktif yaşam, sağlıklı beslenme, performans ve gıda takviyeleri ve ortopedik ürünler konularında detaylı eğitimlerden geçerek profesyonel sporculara ve çeşitli hasta gruplarına bireysel danışmanlık hizmeti verebilmektedirler. Şu an Japonya ve İngiltere’de o ülkelerin Sağlık Bakanlığı ve Eczacı örgütleri ortak sertifika programlarıyla Spor Eczacıları eğitilmektedir. Ulusal ve uluslararası müsabakalarda bu eğitilen Spor Eczacısı kadroları bire bir görev almakta ve medikal ekiplere destek hizmeti vermektedir. JADA (Japonya Anti-Doping Ajansı) programı 2009 yılından beri ciddi anlamda Spor Eczacılığı sertifikasyon programını yürüten dünyadaki ilk ve en iyi örnektir. 2012 yılında Londra Olimpik Oyunları’nda olimpiyat köyünde kurulan eczane de bu alanda güzel bir örnektir. Organizasyon öncesi yetiştirilen 100 gönüllü eczacı, oyunlar boyunca tüm atletlerin reçeteli-reçetesiz ilaçlarını karşılamış, oluşturulan protokoller doğrultusunda yasaklı madde uyarı ve bilgilendirmeleri yapmışlardır. Sporculara beslenme, kullandıkları veya kullanmak zorunda kaldıkları ilaçlar ve/veya takviyeler hakkında danışmanlık yapılmıştır. Şu an ülkemizde Spor Eczacılığı sadece bir proje halindedir. Umuyor ve diliyorum ki gerek tepe örgütümüz TEB gerekse Sağlık Bakanlığı ve Eczacılık fakülteleri yönetimleri bu alanın önemini en kısa zamanda kabul ederek sertifika hatta yüksek lisans programları açarlar. Bunun gerçekleşmesi için bu alanda emek veren meslektaşlarımla beraber sesimizi duyurmak için her platformu deniyoruz. O zaman gelene kadar aktif olarak sahadayız ve bire bir “Sporcu Danışmanlığı” hizmeti vermeyi tercih ediyoruz.
Spor Eczacılığı alanında birçok toplantıya katılarak sunumlar yapıyorsunuz. Bu alanın önemi gün geçtikçe artıyor sanırım.
Aktif yaşam ve egzersizin faydaları hakkında bilinç arttıkça amatör veya profesyonel olsun sporun içinde olan herkesin sağlıklı olmak adına doğru bilgilendirme ve danışmanlık arayışı da artıyor. Bu paralelde işin uzmanı ve güvenilir adresi olarak eczacılar ve özellikle Spor Eczacılığı uygulamaları adeta parlayan bir yıldız konumunda. Bunun farkında olan ülkeler gerekli altyapıları oluşturmaya başladılar bile. Ülkemiz eczacıları için de bu bilinci yerleştirmek ve farkındalığı arttırmak adına son iki senedir çeşitli kongre ve organizasyonlarda sunumlar yaptım. Eczacılık Fakülteleri öğrencilerimize ulaşmaya çalıştım, zaten gençlerin bu alana ilgisi, beni bulup okullarına davet etmeleri, yazılan tezler, hevesleri beni Spor Eczacılığı’nın ülkemizdeki geleceği adına umutlandırıyor. Son zamanlarda geleceğin meslekleri konusu çok gündemde. Geleceğe taşınacak meslekler içinde mesela Tıp ve Avukatlık şimdiki haliyle olmayacak deniyor. Pek anılmasa da ben Eczacılık mesleğinin de bugün ki klasik meta odaklı eczane eczacılığı anlayışıyla gelecek vaad ettiğini pek düşünmüyorum. Karamsar bir tablo çizmek değil amacım yanlış anlaşılmasın. Sadece değişen dinamiklere uyarak mesleğimizin evrilleşmesi ve bireye özel hale gelmesi, en nihayetinde de danışmanlık rolümüzün en ön plana çıkmasından bahsediyorum. Farklılaştığınız ve kişiye özel hizmet verdiğiniz sürece meslekte var olabilirsiniz. Yakın gelecek bunun sinyallerini vermeye başladı. Spor Eczacılığı alanı da bu farklılaşma noktasında bir gelecek sunuyor eczacılara. Bu konuya ilgi ve hakimiyeti olan eczacıların özellikle dikkatine diyorum. Sporcuya kullandırılan performans ve diğer takviye ürünleri ve beslenme hakkında biz eczacılar olarak bilgi ve birikimimizin farkında olalım. Aslında lisans eğitimimizle bunların yeterince donanımını aldık. Bazı meslektaşlarım beslenme bilmiyoruz diyor genelde. Aldığımız Biyokimya derslerini hatırlatıyorum hemen. Aynı şekilde ergojeniklerin kimyası ve farmakolojisi vs konular da bizim uzmanlığımız unutmayalım. Biz unutursak sahte uzmanlığa soyunanlar çok olacaktır. .Lütfen izin vermeyelim. Sadece pratiğe dökmemiz ve daha aktif olarak işin uzmanı olarak sahada yer almamız gerekiyor.
Eczanelerde spor eczacılığı ve sporcu danışmanlığı yaparak koruyucu sağlık hizmetine katkı yapıyorsunuz. Sporcular, sağlık destek ürünleri için Eczacılara ne kadar danışıyor?
En başta belirtmeliyim ki böyle bir danışmanlık ve ürün hizmetimizi öğrenen sporcular çok ilgi gösteriyor. Çünkü toplumda hakim olan eczacı güvenilirliği bu spesifik alanda da mevcut. İnternet ve piyasa bilgileriyle kirlenmiş sporcu sağlığı ve ürünleri konusunda bir yol gösterici olmak bu alanda büyük bir açığı kapatıyor. Zaten koruyucu sağlık hizmetine birebir katkı yapıyoruz. Şimdiye kadar sakatlanan, hastalanan sporcu ilaç (kimyasal) almak için eczanemize girerdi. Artık performans artışı, genel sağlık desteği, sakatlık önleme ve beslenme takviye ve tavsiyeleri için de eczaneleri tercih ediyor. Aktif spor hayatım sebebiyle zaten çevremdeki çoğu sporcunun ilk danışacağı kişi olarak akla geliyorum. Bu gönüllü danışmanlık benim için gurur verici. Sonrasında tavsiye ve danışmanlığımın da o sporcunun performans ve sağlığına katkısını görmek paha biçilmez bir mutluluk. Mesleğime bir değer katabiliyorsam doğru yoldayım demektir. Danışmanlık isteyen sporcunun bireysel değerlendirilmesi çok önemli. Ön analizler ve ölçümlerle desteklenen bu süreçte sporcuyu dinlemek sorun ve hedefleri değerlendirmek gerekiyor. Eğer çok daha özel bir değerlendirme isteniyorsa genetik profil tanımı ve buna göre beslenme / gıda takviyesi önerileri için de yardımcı olabiliyorum. Tüm bu süreç sonucunda sporcu kararlaştırılan bir süreçte dönemsel takibe alınıyor ve her seferinde yeni verileri işleniyor. Bu işbirliği sayesinde sporcuların eczacılara kullandıkları ilaç, takviye, malzeme ile ilgili danışma sıklıkları artıyor. İleriki zamanlarda birçok eczacı da bu konuya katkı sağlayacaktır.
Eczanelerde gittikçe artan Sporcu ürünleri ile ilgili neler söylersiniz? Bu alanda ürünler yerli mi ithal mi?
2020 yılında global ölçekte 66 milyar dolar olacağı öngörülen çok büyük bir pazardan söz ediyoruz. Sporcu ürünler başta proteinler olmak üzere “besinsel ergojenikler” olarak performans ve eksik beslenmeye katkı sağlayan ürünlerdir. Anabolizan steroidlerle karıştırılmamalıdır. Yani doping denilen yasaklı kimyasal maddelerle. Zaten böyle talepleri olanlara – ki sporcu diyemeyiz- bu maddelerin zararlı yan etkilerini anlatıp bu konuda net tavrımızı belirtiyoruz. Genelde ithal ürünler hakim sporcu ürünleri pazarına, ancak son zamanlarda birkaç yerli marka da gerekli yatırımlarını tamamlayıp ürün skalalarını hazırladı. Hatta birinin İstanbul’da üretim merkezini gezdim, dünyadaki sayılı hammadde temin merkezleriyle çalışıyorlar ve üretim kalite standartlarını koruyorlar. Belli başlı talep gören ve bilinirliği olan çoğu spor ürünü markasını eczanemde bulunduruyorum.
Bireye özel en uygun sporcu takviye önerileri için Eczane en yakın ve güvenilir tek adrestir diyebiliriz değil mi?
Kesinlikle. Sporcu performans ürünleri ve sporcu sağlığı destek ürünleri eczacı rehberliğinde eczaneden alınır diyoruz. Suistimale açık satışların olduğu mağaza ve internet satışlarında sporcu gerekli bilgilendirme alamıyor, hatta zarar görüyor. Eczanenin farkı ilgili ürünlerle ilgili artı eksi her tür bilginin aktarılması yani sporcunun gerçek danışmanlık almasıdır. Bu çok önemli fark yaratan bir detaydır. Spor salonlarındaki merdiven altı diyebileceğimiz ürün satışları, yasaklı madde kullanımları, yanlış antrenör ve arkadaş yönlendirmeleri gibi sağlık tehlikesi oluşturan bir alanda eczacıların halk sağlığını düşünerek bu adımı atmaları gerekiyordu. Hareket noktamız budur. Eczanesinde sporcu performans ve gıda takviye ürünlerine yer veren eczacılar her geçen gün artıyor ve her eczaneye girmesi gerektiğini düşünüyorum. Eczacı olarak bizler doğruyu ve güvenliyi sunarsak zaten talepler kendiliğinden oluşacaktır. Kendini bilen her sporcu için vücudu değerlidir ve vücuduna alacağı her suplemanın güvenli ve etkin olmasını ister. İşte sağlıklı performans gelişimi için Spor Eczacısı hizmetinin önemi burada ortaya çıkıyor. İyiyi, güvenliyi talep eden sporculara uzmanlığımızı sunuyoruz.
Son dönemlerde önem kazanan “İyi Eczacılık Uygulamaları”, “Akıllı Eczane Uygulamaları” ile ilgili neler söylersiniz?
Mesleğe değer katan her gelişimin mutlaka tarafındayım. Sonuçta tüm bu uygulamaların geneline baktığımızda eczacının danışmanlık rolünün kesinlikle ilk önem sırasında olduğunu görmekteyiz. Hızla değişen dünya ve tüketici talepleri doğrultusunda mesleğini sahada aktif yapan eczacılar olarak, belli metrekarede raf ve banko arası hizmet sunan eczacı modelinin artık yetmediğini görüyoruz. Bilgi ve üretkenliğimizi hasta/ tüketiciye aktarabildiğimiz ölçüde varlık göstereceğiz. Danışman Eczacı rolü geleceğin meslekleri içerisinde artık ‘Bireysel Eczacılık Hizmeti’ne evrilecektir. Her ilacın, her bireyde farklı etki ve yan etki gösterebileceği gerçeğinden yola çıkarak, Sporcu sağlığı için geliştirilen Spor Eczacılığı’nda da esas olan her sporcu bireye özel yaklaşımda bulunabilmektir.
Bu arada iyi bir koşucusunuz. Bu alandaki başarılarınızdan biraz bahseder misiniz?
Kendi çapımda iyiyim diyelim. Koşu sporu kendinizle yarıştığınız ve potansiyelinizi ortaya koyabildiğiniz bir spordur. Her seferinde aynı mesafenizi 1 dakika bile geliştirmeniz bile bir başarıdır. Çok hızlı olmasam da dayanıklı bir uzun mesafe koşucusu olduğumu söyleyebilirim. 7 senedir düzenli olarak haftanın en az 4-6 günü arası koşarım. Eger önümde hedef bir yarış varsa şiddeti ona göre değişir ve beraberinde destekleyici yüzme ve direnç egzersizleri vardır. Yurt içinde ulaşabildiğim her organizasyona çeşitli mesafede koşulara katılıyorum. En başta İstanbul ve Antalya maratonları geliyor. 42.2 km’lik maraton yarışını 4 kere koştum. New York 2012, Lyon 2013, Paris 2015 ve Barcelona 2016. En sık 21.1 km’lik yarı maraton mesafesini tercih ediyorum çünkü sürekli hazır ve idmanlı olabiliyorum bu mesafe için. Tam maraton koşusu için 16-18 haftalık kararlı bir antrenman süreci gerekiyor çünkü. Başta da dediğim gibi dayanıklılık sporlarında finish görmek ve en iyiniz olmak için verdiğiniz mücadele en büyük başarıdır. Süre ve hız profesyonellerin işi. Sonuçta spor benim ruhumu beslediği, bana sağlıklı bir yaşam sürdürme şansı verdiği sürece gerçek spordur. Hayatıma bir katkıdır. Sağlıklı yaşam kültürü sürdürülebilir olmalıdır, limitlerinizi bilerek ve vücudu aşırı egzersiz stresine sokup yıpratmadan, sakatlıklarla hayatınızı geçirmeyeceğiniz düzeyde tutmalısınız. Sanırım bunu başarıyorum. Hem fiziken hem de ruhen çok iyi hissettiriyor. Hayatınızda spor sürekli olunca kaliteli beslenme, kaliteli uyku ve zindelik de beraberinde geliyor. Ve tabi ki pozitif bir yaşam.
Yeni proje ve hedeflerinizden de biraz bahsedebilir misiniz?
Yeni projem üç eczacının güçbirliği olarak başladı. Aktif spor hayatı olan iki meslektaşımla beraber yer aldığımız www.sporeczacisi.com sitemiz sporcular için sahada olduğumuzu gösteren güvenilir bir adres aynı zamanda. Bu site aracılığıyla her seviyeden sporcu bize ulaşabilir, eczacı danışmanlığından yararlanabilir. Spor sektöründe iyi bilinen ve sponsorum olan New Balance markasıyla sporcu sağlığına yönelik sporcuları bilgilendirme programlarımız yeni ayla beraber başlayacak. Ayrıca bireyselleştirilmiş ilaç/takviye sistemlerinin yakın bir gelecekte hayatımıza daha çok gireceğine dair inancımdan genetik profil analizine çok önem veriyorum. Sporcunun genetik yapısına göre beslenme ve takviye önerileri veren eczacıların aktif olacağı bir sürece hazırlanıyoruz. Bu konuda alanında yetkin uzmanlarla işbirliğine başladık. Sizin aracılığınızla ilk kez buradan duyurayım. Spor Eczacılığı geliştirme sürecinde bu girişimlerin yanı sıra sportif faaliyetler de devam edecek. Yeni dönemde Berlin yarı maraton ve Zürih tam maratonu planlarım arasında. Sunumlar ve eğitimlerle dolu bir süreç var önümüzde. Sporcu sağlığı konusunda her zaman gurur duyduğum Eczacı kimliğimle rehber olmaktan dolayı mutluyum. Sizlere de bu süreçte kendimizi anlatma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim.