Helvacızade Gıda İlaç Kimya San. Tic. A.Ş. CEO’su Dr. Mevlüt Büyükhelvacıgil ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sayın Dr.Mevlüt Büyükhelvacıgil dilinden neden ZadeVital?
Zade Vital® Serimiz hedeflediğimiz gibi Türkiye çapında tüm illerimizde eczanelerimize ulaştığını görmek, Helvacızade Grubu olarak bizler için büyük mutluluk ve gurur kaynağı… Türkiye’nin ilk besin desteği markası Zade Vital®, “%100 soğuk pres bitkisel yağ besin destekleri serisi”, Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi ARGEFAR ile işbirliği içinde geliştirerek Zade Ar-Ge Laboratuvarları’nda üretildi, geliştirildi ve stabiliteleri ARGEFAR tarafından gerçekleştirildi. Kalitesi ve güvenirliği yine ARGEFAR tarafından test edildi ve onaylandı. Zade Vital® grubumuzun bir sosyal sorumluluk projesi olarak doğdu. Konya’daki Zade Bitkisel Yağ Rafinasyon Tesislerimiz ileri teknolojisi ve yüksek kalite standartlarıyla alanında dünyanın önde gelen üretim tesisleri arasında yer alıyor. Besin desteği olarak kullanılan bitkisel yağlar alanında eczacılarımızın duyduğu eksikliği gidermek ve topluma içeriğinden tam anlamıyla emin oldukları doğru ürünler sunmak amacıyla, bilgi ve potansiyelimizi besin destekleri alanında kullanmaya karar verdik. Bitkisel ürünlerle 1999 yılında tanıştık. 7 yıl, 60 kişiden oluşan bilim kurulunun gece gündüz yürüttüğü Ar-Ge çalışmalarının ilk adımı olarak Zade Vital’i 2012 yılında doktor ve eczacılarımızın hizmetine sunduk.
Eczacılar neden ZadeVital ürünlerini tercih etmeli?
Zade Vital® sadece eczanelerde ve eczacılarımızın danışmanlığında toplumumuzla buluşuyor. Tıbbi bitkiler eski dönemlerden bu yana Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çeşitli sağlık sorunlarından korunmaya yönelik olarak ciddi talep görüyor. Geleneksel bitkisel tıbbi ürünler olarak adlandırılan bu ürünlerin eczaneler dışında ehil olmayan kişiler tarafından “şifa verir” başlıklarıyla insanlara sunulmasını son derece yanlış buluyoruz. Zade Vital® de bu alandaki eksikliği giderebilecek bir besin destekleri serisi oluşturma çabamızın ve sonucu olarak ortaya çıktı. 16 farklı kalite ve sistem sertifikasına sahip ilk ve tek üretim tesisi olan Zade Tesisleri’nde üretilen Zade Vital’in kalitesi tohumdan itibaren başlıyor. Ürünlerimizin stabilite analizleri Ege Üniversitesi ARGEFAR’da yapılıyor ve kaliteleri test ediliyor. Bilinçsiz üretildiklerinde ve tüketildiklerinde yarardan çok zarar verme ihtimallerinin yüksek olduğu geleneksel bitkisel tıbbi ürünler alanında eczacılarımızın güvenle önerebilecekleri yenilikçi ürünlerimizin yolda olduğunu paylaşmak isterim.
ZadeVital ve eczacı ilişkisi (ZadeVital’in firma politikasında eczacının yeri ve önemi)
Hepimizin bildiği gibi, toplumumuzun doğru bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi konusunda insanlarımızın bir adım ötesindeki ilk ve doğru başvuru noktası eczacılarımızdır. Bitkisel ürünler hakkında Türkiye’deki tek eğitimli meslek grubu olan ve insanlara en doğru bilgiyi verebilecek, öncelikle tüketicinin sağlığını düşünen kişiler eczacılardır. Zade Vital® olarak geleneksel bitkisel tıbbi ürünleri eczacı danışmanlığında sunulabilecek şekilde standardize edebilmiş olmaktan mutluluk duyuyoruz.
Ürünlerinizin hammaddelerinin bir kısmını Türkiye’den elde ediyorsunuz. Tamamen yerli sermaye kullanıyorsunuz. Bu çok güzel bir çalışma, peki ilerleyen süreçte yerli hammadde kullanarak %100 yerli üretim potansiyelinizi artırmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda projeleriniz var mı?
Ürünlerimizin tamamı %100 doğal ve Türkiye’de, Zade Tesisleri’nde üretiliyor. Zade Vital eczanelerde sunulan dünyanın en zengin soğuk pres bitkisel yağ besin destekleri serisi konumunda. Aralarında çörek otu, ruşeym, aspir, kabak çekirdeği, keten tohumu, üzüm çekirdeği, nar çekirdeği, ceviz, fındık gibi Türkiye’nin değerli bitki meyve ve tohumlarını soğuk pres yöntemiyle dünya standartlarında bir besin desteği haline getirebilmiş olmamız ülkemiz adına son derece heyecan veren bir gelişme. Eczacılarımızın, toplumumuzun farklı kesim ve farklı yaş gruplarının ihtiyaçları dikkate alınarak geliştirilen ürün yelpazemizde sıvı formların yanı sıra -yine bir ilk olarak- GMP normlarında (İyi Üretim Uygulamaları) üretilen %100 doğal yumuşak kapsüller de yer alıyor. Ürünlerimiz ister sıvı formda harici ve dahili olarak kullanılabilir istenirse de yumuşak kapsül olarak günün her saati alınabilir. Zade Vital olarak, sağlık alanında yeni ve önemli bir yatırımı ülkemize kazandırıyoruz. “Zade Vital Yumuşak Kapsül Üretim Tesisleri”. Üretim kapasitesi olarak Avrupa’nın en büyük yumuşak kapsül üretim tesisi olarak planlandı. Zade Vital&İbn-i Sina Ar&Ge Merkezi’mizde yeni ürün geliştirme ve patent alma işlemleri gerçekleştirilerek, ülkemizdeki Ar&Ge ortamının gelişmesine katkı sağlanacak. Türkiye’de ilk defa Zade Tesisleri’nde Selçuk Üniversitesi ve Ege Üniversitesi işbirliği ile kurulacak Doğal Ürünler Araştırma Uygulama Merkezi Projemizin çalışmaları Konya’da hızla sürmektedir. Merkez ile Türkiye’de henüz ilaç olarak değerlendirilmeyen ancak Avrupa Birliği ve gelişmiş ülkelerde ilaç olarak ruhsatlandırılıp reçetelendirilebilen bitkisel kökenli ürünlerin doğal ilaç, besin takviyesi, kozmetik, biyolojik aktif bileşenleri içeren ve tedavi edici etkiye sahip farmasötikler ve kozmetiklerin formülüze edilmesi ile elde edilen kozmesötikler olarak ürün haline getirilmesi hedefleniyor. Ayrıca merkezde, ülkemiz topraklarında yetişen ve değerlendirilemeyen endemik, tıbbi, aromatik ve yağlı tohum bitkilerin araştırma ve geliştirme çalışmaları yapılacak.
Zade Vital&İbn-i Sina Ar&Ge Merkezinden bahsettiniz. Bu yeni yapılanma hakkında bize detaylı bilgi verebilir misiniz?
ZadeVital&İbn-i Sina Ar&Ge Merkezi Türkiye’de sektöründe öncü olan bir yapıda oluşturuluyor. Doğal kaynaklı hammaddeler başta olmak üzere farklı bileşenler kullanılarak sıvı, yarı katı ve katı formda doğal ilaç, besin takviyesi, kozmetik, dermokozmetik alanlarında hem ülkemizde kullanıcılara ulaşabilecek hem de yurt dışına ihraç edilmek üzere yenilikçi ve katma değerli ürünlerin formülüze edileceği ve aynı zamanda geliştirilen ürünlerin seri olarak üretilebileceği bir tesisi de kapsamaktadır. Zade Vital&İbn-i Sina Ar&Ge Merkezi’nin kurulumu için Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na firmamızı anlatan 470 sayfalık bir doküman hazırladık. Bu tesiste medikal doktorlar, uzman eczacılar, genetik mühendisleri, biyoteknologlar, kimyagerler, biyologlar, endüstri ve gıda mühendisleri, işletme mühendisler ve finanstan sorumlu kişilerin de aktif olarak görev alacağı 46 kişilik dinamik bir kadromuz mevcut. Bunun dışında ayrıca sağlık alanında otorite kabul edilen kurum ve kuruluşların yetkilileri ve çok değerli hocalarımızın yer aldığı 60 kişilik bir bilim kurulumuz bulunuyor.
Hem bu topraklarda yetişen drogları kullanıyor hem de onları insan sağlığı koruma hizmetine sunmak için ideal kullanılabilir ürünlere dönüştürüyorsunuz. Peki, bilimsel alt yapısında üniversitelerden nasıl destek alıyorsunuz?
Helvacızade olarak 1994 yılından itibaren ulusal ve uluslararası düzeyde üniversite, kurumlar ve otoritelerle işbirliği yapıyoruz. İşbirliği yaptığımız taraflar arasında belirttiğim gibi Avrupa Birliği, TÜBİTAK, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ege Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi İstanbul Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi gibi değerli kurumlar yer alıyor… Gerçekleştirdiğimiz Ar&Ge çalışmaları ulusal ve uluslararası düzeyde FP7 Projeleri, TEYDEB ve SANTEZ projelerine, pek çok yayına ve ürün İLK’lerine dönüştü. Dünyada ve ülkemizde artan “doğaya dönüşüm” trendi ve ülkemizin bitki zenginliği bizi sağlık alanına yönlendirdi. Öncelikle toplumumuza sonra dünyaya bu alanda da yüksek standartlarda üretilmiş bir marka sunmak için kapsamlı bir Ar&Ge çalışması başlattık.
Eczacılık Fakültelerinde bildiğiniz üzere, bizler Farmasötik Botanik, Farmakognozi, Fitoterapi eğitimlerini en fazla alan tek meslek grubuyuz. Bu kapsamda fakültelerde doktora, yüksek lisans hatta lisan programında projesi olan eczacıları veya öğrencileri ZadeVital bünyesinde desteklemek ister misiniz? Böyle bir proje ile size başvuruda bulunsa bir öğrenci değerlendirmeye alır mısınız? Konu ile ilgili şöyle bir açıklama yapmak istiyorum. Böyle bir çalışmayı yaparsanız fakülteler de teoride kalan birçok tez çalışmasını aktif olarak kullanabilir hale getirmiş olur. Yurt dışında özelikle ABD’de birçok üniversitede tez çalışması firma sponsorlukları ile yürütüldüğünü görüyoruz. Burada bilimsel veriler ışığında, üniversitelerde yapılan araştırmalar, firmanın da desteği ile somut faydalı ürünlere dönüştürülüp insanların hizmetine sunuluyor. Böylece tüm yeni fikir ve projeler hayata geçirilmiş olunuyor. Böyle bir çalışmayı özellikle OTC alanında daha yolun başında olan ülkemiz ZadeVital çatısı altında yapması ve sizlerin de desteğini alarak büyütülmesi muhteşem sonuçları doğurabilir. Dışa bağımlılığı azaltır. Yerli sermaye gücünün ve yeni iş alanlarının artırılması gibi konularda, son dönemde eczacılarımızın ihtiyacı olan istihdam alanlarının yaratılmasında ön ayak olmanız çok iyi olur diye düşünüyorum. Sizde bu fikrime katılıyor musunuz?
Öncelikle ülkemiz sanayicisi için bir yol haritası olabilecek nitelikteki bu açıklamanız için sizi tebrik ediyorum. Bu bizim ülkemizin geneline ve tüm sektörlere yayılmasını istediğimiz ve bizi ülke olarak çok ileri seviyelere taşıyacağına inandığım bir uygulama. Zade Vital’in başarısının temelini de bu düşünce oluşturuyor. Üretime başladığımız ilk günden bu yana üniversiteler ile gerçekleştirdiğimiz işbirlikleri sonucunda pek çok ürünü ekonomimize kazandırdık. Değerli üniversite hocalarımızın da katkıları ile sektör ihtiyaçlarını belirleyerek daha sağlıklı nesillere hizmet etmek hedefi ile sağlık, gıda, veterinerlik, mühendislik, pazarlama gibi farklı alanlarda pek çok projeye imza attık. Gerek firma bünyesinde gerçekleştirdiğimiz projeler gerekse yüksek lisans ve doktora tezleri ile öğrenci arkadaşlarımızı desteklediğimiz bu çalışmaların sonucunda müşterilerimize daha kaliteli ve hijyenik ürünleri ulaştırmak, sektörümüze katma değer sağlamak, yeni pazarlar oluşturmak için sosyal sorumluluk bilinci ile hareket ettik. Bilimsel altyapı ile desteklediğimiz, Ar-Ge ve inovasyonla desteklediğimiz çalışmalarımızın sonunda Zade Vital, Zade Vital Organik ve Nigelin gibi markaları ülkemize kazandırdık. Bu nedenle bugüne kadar yaptığımız çalışmalarda olduğu gibi bundan sonra da yeni projelerimiz için genç arkadaşlarımızla çalışmalarımız devam edecektir.
İstihdam konusuna gelmişken, malum son dönemde eczacılarımızın sayısı artmakta, sektörde özellikle ilaç sanayimizin de küçülmeye başlaması ile büyük bir sorun baş göstermektedir. ZadeVital olarak, firmanız bünyesinde hammadde analizlerinden, üretime ve üretim sonrası ürün analizlerinden, kalite kontrolüne, pazarlama ve satışına kadar. Eczacılar ile çalışmayı düşünüyor musunuz?
Hali hazırda Zade Vital çatısı altında çalışan eczacılarımız bulunmakta… Sizin belirttiğiniz departmanların yanı sıra sizin bahsetmediğiniz ve bizim çok önemli bulduğumuz ruhsatlandırma alanına da değinmek istiyorum. Geleneksel bitkisel ürünlerin beşeri ilaçlar gibi Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlandırılması için 3,5 yıl gibi bir süreyi kapsayan CTD dosyası hazırlama sürecinin uzman bir eczacı tarafından yönetilmesi çok önemli. Bu alanda, eczacılarımızın istihdam edilmesi ve tecrübe kazanmaları için yeni bir alan. Bu alanda mevcut eczacı kadrolarımız, geliştirmekte olduğumuz ürünler ile birlikte ürün müdürlüğü, üretim, ruhsatlandırma ve pazarlama departmanlarında da artacaktır.
Sizce OTC pazarında eczacıların son durumu nedir?
Dünya OTC pazarının büyüklüğü 100 milyar USD olarak tahmin ediliyor (Tüm Eczacı İşverenler Sendikası verileri). Dünyadaki rakamlara paralel olarak Türkiye’de de OTC pazarının her geçen gün arttığını gözlemliyoruz. Zade Vital olarak, henüz yolun başındayız ancak amacımız Türkiye’yi ithal eden ülke konumundan ihraç eden konuma geçirmek. Nitelikli yaşama isteğinin giderek artması ve yaşlanma sürecini olabildiğince öteleme trendine paralel olarak besin destek ürünlerinin kullanımı da artmıştır. İnsanlar daha iyi hissetmek, hastalıklardan korunmak, iyileşmeyi hızlandırmak, yoğun ve stresli yaşam koşullarında güç ve enerji kazanmak için besin desteklerinden her geçen gün daha fazla yararlanıyor. Bu durumda eczacılarımızın bu pazardaki etkinliğini her geçen gün daha da artırıyor.
Peki, ülkemizde maalesef bitkilerin kullanımı ile ilgili konusunda uzman olmayan kişiler tarafından ticari kaygı ile satılan ürünler bulunmaktadır. Halkın önemli bir kısmı tarafından güvenli olarak görülmemektedir. Bu alan da sağlık danışmanı olarak biz eczacıların üzerine düşen yükümlülükler vardır. Üzerimize düşen görevi yeterince yapıyor muyuz? Sizce eksiklerimiz nelerdir. Zade Vital’in eczacılar ile bu bağlamda ürün güvenliği üzerine, eczacıları ve dolaylı yoldan halkı bilinçlendirme çalışmaları yapıyor mu?
Zade Vital markamızla otuz üç aydır pazardayız. Ecza depoları ve kooperatifleri kanalı ile Türkiye’nin dört bir yanındaki eczanelere ulaşabiliyoruz. Zade Vital şu anda Türkiye genelinde beş binin üzerinde eczanede yer alıyor. 57.562 sağlık profesyoneli ile doğrudan buluştuk. Gerçekleştirdiğimiz eğitim toplantıları ile 6.400 katılım belgesi verdik. İki binin üzerinde eczanemizde ürün stantlarımız yer alıyor. Saha ekibimizle Türkiye’nin atmış dokuz iline düzenli ziyaret yapabiliyoruz. Danışman eczacı kimliği, banko önünde konumlandırma gibi birçok detayı yurt dışı ve yurt içi deneyimleri ile eczacılar ile paylaşıyoruz.
Önemli bir soru bu benim için. Sizce bitkisel ürünlerin insanlara ulaştırılmasında, eczacı danışmanlığının sağlanmadığı, yani eczane dışında ürünlerin tüketici ile buluşmasını doğru buluyor musunuz? Cevabınız: “eczanelerin dışında satılmasını uygun bulmuyorum” ise, neden?
Bitkisel ürünlerin insan vücudunu tanıyan doktorlar tarafından reçete edilmesi ve dozlama noktasında ise kullanılan diğer ilaçlarla etkileşimleri konusunda yüksek uzmanlık ve deneyime sahip eczacılarımız tarafından insanlara sunulması bizim için çok önemli. Doktor ve eczacı danışmanlığının dışına çıkıldığında bu ürünler hakkında doğru bir yaklaşım sergilenmemiş olur. Hepimizin bildiği gibi, toplumumuzun doğru bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi konusunda insanlarımızın bir adım ötesindeki ilk ve doğru başvuru noktası eczacılarımızdır. Bitkisel ürünler hakkında Türkiye’deki tek eğitimli meslek grubu olan ve insanlara en doğru bilgiyi verebilecek, öncelikle tüketicinin sağlığını düşünen kişiler de yine eczacılarımızdır. Zade Vital® olarak geleneksel bitkisel tıbbi ürünleri eczacı danışmanlığında sunulabilecek şekilde standardize edebilmiş olmaktan mutluluk duyuyoruz.
Genel olarak firmanın pazardaki yerinden biraz bahis eder misiniz? Zade Vital olarak Türkiye’deki genel durumunuz nedir. Sayısal verileriniz nasıl? Zade Vital ürünleri tüm bölgelerimizde bulunmakta mı?
Helvacızade olarak, 1997 yılından itibaren Türkiye’nin en büyük 500 kurumu listesinde yer almaktayız. 2014 ciromuz 294 milyon TL ve 2015 ciro hedefimiz ise 420 milyon TL. Yukarıda da belirttiğim gibi Zade Vital olarak, sağlık alanında yeni ve önemli bir yatırımı ülkemize kazandırıyoruz. Bu yıl kapsamımızda olan Ar&Ge ve Laboratuvar yatırımımız 10 milyon Euro, altyapı ve üretim yatırımımız ise 30 milyon Euro olarak gerçekleşti. Toplamda 40 milyon Euro ile yatırımımızın ilk basamağını tamamladık. Yatırımımızın ikinci basamağında ise biyoteknolojik ürünler yer alıyor ve bu yatırımda konusunda da hızla ilerliyoruz. Zade Vital markamızla otuz üç aydır pazardayız. Ecza depoları ve kooperatifleri kanalı ile Türkiye’nin dört bir yanındaki eczanelere ulaşabiliyoruz. Zade Vital olarak pazarda emin adımlarla ilerliyoruz.
Son olarak eczacılık fakültesi öğrencilerine verdiğiniz büyük desteği, öğrencilik dönemimde katıldığım kongrelerde bizzat görmüş biri olarak. Tekrar size öğrenci arkadaşlarım adına teşekkür ederim. Öğrenci kongrelerinde bile olsa büyük bir profesyonellikle bilgilendirme ve firma tanıtımında bulunuyorsunuz. Eğer talep olursa bu destek, ilerleyen süreçte firma stajlarından tutunda, firma da eczacı istihdamını artırmada da görecek miyiz? Mesela öğrenci arkadaşlarımız firma gezilerini ve akabinde firmada staj imkânı ile tecrübe edinmeyi isterler. Bu konuda Zade Vital olarak neler söylemek istersiniz.
Eğitimin yaşının olmadığına ve öğrenciliğin ömür boyu sürdüğüne inanıyorum. Öğrenci arkadaşlarımız, yeni mezunlarımız, ülkemizin sağlık alanında eğitim almış genç beyinleri ile bir arada olmak bizi çok mutlu ediyor. Kendimi çok iyi hissediyorum. Bitmeyen enerjimin sırrı da bu aslında… Bizlerin tecrübeleri, yeni neslin fikirleri ve ufku bir araya gelince, birbirimizle iletişim halinde olduğumuzda gelişiyoruz. Karşılıklı olarak birbirimizi destekliyor ve her iki taraf için de sürekli bir eğitim süreci sağlamış oluyoruz. Bizim gözümüzde öğrenciler geleceğin sağlık danışmanları arasında ilk ve doğru başvuru noktası olacak. Bu nedenle eczacılık fakültesi öğrencileri için düzenlenen kongreler çok büyük bir öneme sahip. Zade Vital olarak bu organizasyonlarda şu ana kadar öğrenci arkadaşlarımızla iletişimde olabilmek için yer aldık. Bundan sonra da bu organizasyonlarda yer alarak ülkemizin geleceği olan öğrencilerimize katkı sağlamak başlıca hedeflerimiz arasında. Staj, iş başvurusu gibi çeşitli vesilelerle bize ulaşan CV’ler Medikal Departmanımız ve İnsan Kaynakları tarafından incelenerek kendilerine cevap veriliyor. Bu nedenle staj dönemlerinde sevgili eczacı adayı arkadaşlarımız şirketimizin İnsan Kaynakları Departmanımız ile iletişimde olmalarını öneriyorum.
Başta Sayın Dr. Mevlüt Büyükhelvacıgil olmak üzere Zade Vital ailesine, OTC News dergisindeki köşeme konuk oldukları için çok teşekkür ederim.
Ecz.Hakan CAN